onsekizinci mevsimbegonyaların istilası yavaşladı sokağımda hazan saldırısındayız düpedüz şimdi sıra riyakar sevdaların sırtına ne vurursan vur taşıyor bu mevsim daha ziyade beyaz katar gibi sarıya her ihanette aşkın rengi açılsa da yüreğime değen ilk yıldırımlar tarihlenmiyor artık gözlerin sönmüş eylül ayrılıklarına acelecidir ölüm pastellere çalar mı kefenin rengi gülüm kendi ormanımda kendi dalıma asılır gibi özgürlük olur mu hicranın adı aklımdan uçup konma yapraklarıma rüzgar zamanı incinirsin emr-i katlim olsa bile bilirsin kasım |