SEKERAT
Mısralar anlatamaz kalem yazmaz hazzımı
Öyle bir yücedeyim yerin yedi kat dibi Hem derdimi söylerim hemde türlü nazımı Bazen küçük bir çocuk bazen dilenci gibi Anlıma devşiririm yürekteki sızıyı Yer yarama değdikçe her yanım şifa olur Aşk arşda kalem olur değiştirir yazıyı Canda cemii cefa gönülde sefa olur Öyle bir yakındayım uzaklığım üşüyor Yırtabilsem tenimi kıvrılıp kalsam orda Başımı kaldırdıkça boşluk yere düşüyor Varlığa karışmadan öylece ölsem orda Süpürüp yele versem serimdeki pasağı Yalanlığı yalayan bir garip rüzgar esse Eşiklerden atlasam çiğnemeden yasağı Kırardımya kalemi gözüm ikrara yetse Bilmem kaç yerim kaldı kaç adım atacağım Her nerede değilsem orası beni bekler Kaç göz görecek beni kaçına bakacağım Menzile varırmıyım zay olmadan emekler Yanımdan gidenlere canımdan selam olsun Geri dönün diyemem yolcu yolunda gerek Bana bir kalem kafi yeterki kelam olsun Bir gün ister yazarım bir gün istemeyerek AYNACI |
dürr-i şeh-var'lar gibi yaman avcıları bekleyip duruyor, şimdilik.
Bu dürr-i güftarlar da keşfedilecek kıymetini bilen şairler tarafından,
bi-iznillah.
Siz emin adımlarla, khayr-ul beriyye kervanında yolculuğa devam edin.
Rabbim ilhamınızı bol ve daim eylesin.
Allah'a emanet olun.