aklımda yarı açık sırtın var..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın sana sırılsıklam akmaktan çokça korktuğum için oldu her şey nehirler de bu yüzden ilgilendiriyor beni… (...) sersem... parmak uçlarımla yüreğimi dikiyorum ve acı duyduğum tek an. koparıp dudağımın kenarından en keskin düşü/şü savuruyorum sırtının patikalarından tutku... hiç dokunmadığım tenine bulaşan soluğumun dirhem dirhem çekilmesi kuytularıma ki aklımda yarı açık sırtın var gidiyorsun öyle ya... dönüp b/akmadan ve yanağına dokunuyorum yanağımla dur ve bana b/ak gidiyorum. uykusuzluğum sağanak odalarına bir rüya var edip kendime duvarlarını bütün duvarlarını ellerimle boyayacağım önce maviye sonra sana ki kapkara gidiyorsun ve kış bitiyor ölüyoruz ya her bahar durmadan sanki;bizi güneş çarpmış yatsılar da rahatlamamış ve tedirgin bir akıl bırakarak bana sınırlarını zorlayarak çılgınlıklarının savuruyorsun saçlarının kırıklarını ırmağa/ akıp gidiyor o kağıttan gemi toza dönüştü demek ki bütün karalar... hangi kapılardan bahsedebilir ki insan çıkıp gidiyorsa göz bebeklerinden sinsice... görmedim farzet tam yüreğime çarpan bu ayaz hiç öpmediğin parmak uçlarımdan uzak dur çatlayan dudağın kadar sızlıyor içim gözüme kaçan kum tanesi kadar uyku... bütün gidilmemiş yolların sonunda ayak tabanlarıma bulaşan kir ve ellerime biraz... saçlarımda sonu belli olmamış bir ihtilal... yenilmeye hazır bir gün daha. doğuyor/ya da batıyor. dibine kadar. ölümün ve özgürlüğün. ve gül/üm ıslak saçlarından dudağa çekilen bir damla sızıp/içine akacak ki için/içim... (...) |