PİŞTİĞİ ZAMAN
Esmesin başında, hazan yelleri
Aklına sevdiğin, düştüğü zaman Gezme Mecnun olup, sahra, çölleri Hasret yüreğinden, taştığı zaman Bilmem acıların, bana mı ? kastı Hayat acımadı, her gün kin kustu Hazan yağdı gönle, her akşam üstü Deli gönül böyle, şaştığı zaman El ayak çekilip, sesler, susmasın Özlem rüzgarları, deli esmesin Yürek üşümesin, ayaz kesmesin Gün dağlar üstünden, aştığı zaman Geceler çok soğuk, geceler uzun Bittiği yer olur, her zaman sözün Uykuya hasreti, biter mi ? gözün Saatler, sabaha, koştuğu zaman Cananı, sen böyle, ederken merak Halin anlatıyor, söze ne gerek Bir çift göz, bakarken, ram olur yürek Dertlerin boyunu, aştığı zaman Değişmez bir türlü, kader, yazılar Mutlu etmez bazen, bizi maziler O yürek; bir bilsen, nasıl sızılar Birisi yaranı, deştiği zaman Terk etmeli nefsi, kibir ve gurur Gönül meclisine, girenler bilir Mevlana misali, Hâk’kına yürür Lüzumsuz aşk ile, piştiği zaman Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
Mutlu etmez bazen, bizi maziler
O yürek; bir bilsen, nasıl sızılar
Birisi yaranı, deştiği zaman
Terk etmeli nefsi, kibir ve gurur
Gönül meclisine, girenler bilir
Mevlana misali, Hâk’kına yürür
Lüzumsuz aşk ile, piştiği zaman
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
hocam yine altin sirmalarla islemissiniz dizeler
yureginiz kaleminiz daim omrunuz bereketli olsun
sonsuzlugun sahibine emanet olun
hosca dostca kalin