unuttum seni
…Urfa’nın çok eski bir sokağında
Sana olan gülüşümü unuttum… Bir sınıfta okurken hep resmini çizerdim’ şarkısında unuttum seni Nargile kokusuna karışan tesbih sesleri ile Gümrükhan serinliğinde Bir çınar ağacıın gölgesinde unuttum . Fotoğraflarda gülen çocukluğumun ağlama sahnelerinde unuttum Bir gümüşi kabuk tutmayan yaramın hesabında, Süzdüm süzdüm gençliğimi de unuttum sarı kağıtlardaki şiirlerde Seni de unuttum kendimi de Kale mancınıklarından sallana sallana düşerken göle Yandım yandım da unuttum seni Gül bahçesinde dikenle gül kavgasında unuttum Susarken bir delinin elindeki simit parçasında, Çığlık çığlık Yakubiye’nin dağlarında unuttum seni Tılfındır duvarlarına inen Fransız kurşunlarına bakarak unuttum Bamsuyu bahçesindeki top seslerinde Harran kapı kervanlarında unuttum Suya hasret bağrım yanık ağıtlarında unuttum Kazancı pazarındaki çekiç seslerinde ‘Tükendi naktı ömrüm dilde sermayem bir ah kaldı’ Senden bana ne kaldı Gökyüzünün mavisi mi, İbrahimi yakan ateş mi , Nemrutu öldüren sinek mi, Ne kaldı acı bir ses ve hoyrat mı, Bilmem ne kaldı unuturken seni Buğday tarlasını yakan çiftçinin anızlarında unuttum seni Uçan kuşların göz yaşlarında, Yuvası dağılan karıncalarda, Edassa şehir yıkıntılarında kül ve toz ile unuttum seni. Asur kraliçesinin saçlarındaki bezir yağında kavurdun beni Yaktın kül ettin beni ‘Fırat dağı deliyor’ yar geldi gidiyor Git git unuttum zaten seni Esmer tenimden inen gözyaşımın rengi belli Saçlarının rengine benzemez ki unuturken seni Sen siye söylenme unuttum işte Bir çocuk öldü uykusunda Ve bir anne ağıtta Seni unuttuğumu da unuttum 27/08/2015 şehriyar-od |
Sana olan gülüşümü unuttum…
yüreğine sağlık ...