Mart...
[işimize gelince sevdiğimiz
gelmeyince sövdüğümüz coplayıp dövdüğümüz bazen kölemiz bazen de gölgemiz olarak gördüğümüz evde, ofiste...bağda, bahçede sokakta, tarlada, fabrikada ırgat gibi çalıştırıp...iliklerine kadar sömürdüğümüz kadınlar; ana(larımız!), yavuklu(larımız!), eş(lerimiz!), dost(larımız!), kız(larımız!), kardeş(lerimiz!), Sevgili(lerimiz!)...can yoldaş(larımız!) bizim için deli divane, etrafımızda pervane olsun istediğimiz soğuk camlara yapışıp sıcak hayallerle soluksuz izlediğimiz her an her santimetresini kâh servet...kâh şehvet olarak düşlediğimiz bir mal etiketler gibi metresler, cariyeler, fahişeler olarak fişlediğimiz sonra da namus elden gitti diye...şişlediğimiz gömüp taşladığımız… kadınlar; ana(larımız!), yavuklu(larımız!), eş(lerimiz!), dost(larımız!), kız(larımız!), kardeş(lerimiz!), Sevgili(lerimiz!)...can yoldaş(larımız!) üzüm salkımı gibi...erkek evlatlar doğurtup kirli savaşlarda oğullarını öldürdüğümüz bedenini, kimliğini, sağlığını elinden alıp umutlarını, düşlerini söndürdüğümüz bir yandan kadın hakları deyip öte yandan taciz, tecavüz ve zulümlerle yaşayan ölülere döndürdüğümüz…kadınlar… uğruna dağlar delip çöller aştığımız özgürleştirme yerine, evcilleştirmeye çalıştığımız her türlü şiddet ve ayrımcılığı yapıp bir küsüp bir barıştığımız ağlamasına, gülmesine, konuşmasına, susmasına üzülmesine, sevinmesine, yatmasına, kalkmasına karıştığımız kadınlar; ana(larımız!), yavuklu(larımız!), eş(lerimiz!), dost(larımız!), kız(larımız!), kardeş(lerimiz!), Sevgili(lerimiz!)...can yoldaş(larımız!) bir yıldız sönse bir bebek içini çekse bir garip boynunu bükse bir kuşun yuvası bozulsa bir gülün yaprağını dolu vursa bir karıncanın narin ayağı kırılsa ateş olup alev alev yanan yüreklerini oluk oluk sızı kaplayan analarımız, yavuklularımız eşlerimiz, dostlarımız kızlarımız, kardeşlerimiz sevgililerimiz...can yoldaşlarımız kadınlar… kadınlarımız… “şayet varsa, kadınlar gününüz kutlu olsun…! ! ! ! ” /aynaya bakan bebekler misali gerçeği hayal...hayali gerçek sanıp önce...dünya biziz dedik sonra güneşinizi istedik ama hâlâ gözlerinizde...salkım saçak umut ışığı var çünkü dünya büyüklerin değil bebeklerinmiş...bilemedik…/ affedin bizi...Kadınlar...kadınlarımız... bilin ki...! //yalanda sevgi yeşermez her ağlayış ıslak değildir avı için ağlayan timsahın gözyaşları içilmez...// 8 Mart 2001 Tahsin ÖZMEN tahsin özmen,bez bebekler de üşür,çatım&baskı yay,ank,2006 *****Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre; 1. Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor. 2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler. 3. Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler. 4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler. Kaynak: NATIONALENCYKLOPEDIN Türkiye’den Rakamlar (Milliyet, 8 Mart 2001) 1. Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor. 2. Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor. 3. Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor. 4. Dünya kadınlarının %20’si fiziki veya cinsel saldırıya maruz kalıyor. 5. ABD’de her 15 saniyede bir kadın dövülüyor. Her yıl 700 000 kadın tecavüze uğruyor |
anlamını bin kez arttırdı gün...
şiiri yazan isim haketmiştir taktiri...teşekkürler size...düşünceleriniz , düşündürdükleriniz, hatırlattıklarınız ve eleştirebildiğiniz için...