YOL BİZİM
Hey kalkın kalkın heyhat ;uykulardan uyanın,
Baş kaldıran zalimin, kapısına dayanın. Yolculuk var yolculuk, sedalar okununca ; Türkler şahlanır kalkar, bayraga dokununca. Önce namaz kılalım, seccademizi serin, Gökler,toprağı öpsün mukaddes mevzu derin. Duran küheylanıma, meşin kırbaç vurdular; Kişneyen yağız atın, karşısına durdular. Ben serpilir giderim; geriden gelsin taylar. Sökeceğim rüzgara, çakılsa bile yaylar. Bunlar kimin çobanı, ıslıkla şakırdayan, Tekerleği kırılmış; kağnımı takırdayan. Dedim ki, biz geçeriz ;bu hendeği içimden, Hendeği atlayınca, ağladım sevincimden. Yol bizim, kervan bizim; yürüyelim durmadan, Hırçın esen rüzgar, son dalımızı kırmadan. Bu rüzgardan sonra, kar düşecek üstümüze; Bir kenarda durun, su doldurun testimize. Kar yağınca buz tutar dağların yamacına; Yola çıkan yiğitler, ulaşır amacına. Gök gürledi, yağmurlar akıyor oluk oluk, Bu nasıl bir sevdadır ,vatan diyor her soluk. Su bitti bulutlarda; bir damla damlatıyor, Boşa gürlemez gökler, duy neler anlatıyor. Bir bilseniz kaç mevsim değişti iki günde; Aynı hayalimiz var, hem bugün hemde dünde. Kaldırın yatanları, yolcu yolunda gerek; Şimşekten gemi yaptık, rüzgarımızdan kürek. ALLAH ALLAH dedikçe deniz derinleşiyor; Biz hedefe vardıkça, çöller serinleşiyor. |
yeter ki mutmain olalım
değerli bir eser
selamlarımla