AH EYLÜLAh, Eylül, mahzun ve yaslı güzel… Omzundan aşağı çağlayan gibi Dalga dalga dökülmüş çılgın saçları... Başında duman duman gam bulutları, Elinde kristâl hüzün kadehi. Gri yeşil gözlerinden süzülen yaşlar Karışıyor hazân yağmurlarına, Hep kederli bakan mahzun gözleri Geziniyor dalgın dalgın ufuklarda... Rüzgârlar sarılıp beyaz boynuna, Okşarken çapkınca gür saçlarını, Şarkılar mı söylüyor kulağına? Sana âşık, hazan rengi yapraklar, Hasretle düşüyor yollarına, Öpmek için sararmış güzel yüzünü, Uçuşarak geliyor kollarına... Vedâ ânı sessizce geliyor gibi, Giy gümüşten elbiseni, bir daha salın, Savur, dök yüzüne kumral saçını, Hüzün yakışsa da güzel yüzüne. Ağlama, ağlama, sil göz yaşını, Usul adımlarla geliyor Ekim, Gölgende kalmış gibi mahzun, eğiyor Güz gülleriyle süslenmiş güzel başını.... Hâlenur Kor |
Omzundan aşağı çağlayan gibi
Dalga dalga dökülmüş çılgın saçları...
Elinde kristal hüzün hüzün kadehi.
Gri yeşil gözlerinde süzülen yaşlar
Karışıyor hazan yağmurlarına,
Hep kederli bakan mahzun gözleri
Geziniyor dalgın dalgın ufuklarda...
Ne güzel naif bir anlatım...Yürek sesinizi kutlarım canı gönülden sevgiler şairem...