MİHRABI NOTASIZ BİR GÜFTE...
Zamanın göreceli sığınağında
Can çekişen saniyeler devrederken günden geceye Yol bildiğim yolsuzluklarda duraksadığım Zaman öbeklerinde ara sıra. Sancılı bir devinimin son çığlığı ise Duymaktan imtina ettiğim her bir imge Çalıntı hayatların mizacında saklı Umut bellediğim yine de. Alıkoyamazken kendimi Ölümün canhıraş telaşla Uzanırken gölgesi karanlığın izdüşümü Belki de sağaltan hüznü Ve çalan yüreği her fısıltıda Adımı dillendiren kırık bir hecede. Örtündüğüm sis duvakları Gelinliğin rengi neden isli demek yerine Biçilmiş kefeni giydiğim O melun ve devrik tümcelerin Yalıtılmış sessizliğinde. Tümleyemez oldum şu edilgen mizacı Renk vermesem de boyarken gökyüzünü Umut addettiğim o renge: Adı bende saklı, sanı zaten kayıp Şan şeref ise zimmetliyim ezelden Dipsiz hüzne. Ramak kalmıştı oysa mutluluk bellediğim Telli duvaklı söz öbeklerine. Huzursuz bir çığlığın rotasında ele verdim işte Saklı dünyamı, Sonsuzluğun çağrısında hüküm bildim bileli aşkı. Çağıran satırlarda döşediğim boydan boya O makamsız şarkıların, Söylencesinde çerez olmamak adına Kurda kuşa. Mihrabı notasız bir güfte Sarnıcı kırık nice imge Ya sensizlik iken yakalandığım girdap Koyulttum evreni Yoldan çıkmış ritmik bir sancının Sıra dışı yankısında ses olmak iken Aslı astarı tüm niyazımın Solmak idi gün kavuşmadan geceye. Soyutlanmış nice fani Kıymet bilmedi de ben miydim Kıyamet habercisi o çalıntı sığıntı hele ki Korunaklı dünyamın kırık kapısı Geçit vermez iken, gelip geçen nice yolcu Dost bildiğim nezdinde ahenksiz kımıltılar ile Depreşen mizacı kadar çığırtkan bir aşkın Duyulası yankısı seneler sonrasını. Telaffuz edemediğim bir ömrün kim bilir Kaçıncı rotası çark ederken dümen Yine de bağlı ve saklı benlik İnat edercesine savruk gönlün bitimsiz Çağrısında meyledip de gelemezken o sona. Efkârlı alabildiğine yine de sanır mısın ki Vebali sadece benim boynuma. |