Kalp nazar eder, göz aşkın firkatine döker!Bir ömür sussam, hiç konuşmasam Boğazım kuruyup, acziyetim için soluk soluğa kalsam,ağlasam Ruhumun hicran damlalarını bir bir sahibine sessizce ve melülleşerek yazsam Dinmeyen figanımı saklasam, huzura çıkınca utanmasam, umutları soldurmasam Kanmalı yüreğim, yanmalı aşkınşa Haşyet salan nar’ın tesir etmeyecek feryadıyla, ecir muştusuyla Meskun bir halin senasıyla, mahzun nefesin edasıyla, yetimlerin gözyaşlarıyla An olsam,bir ömür derlediğim hissiyatımı lahzaların sükunetine bıraksam, arıyla Ruhum zikreder, kalbim dinler Dilim lal olmuş bir halde müddet-i zamanın edebiyle ürker Sineme hıçkırıklar sökün eder,vicdanım ah u zarıyla sessizlik içinde şikayet eder Nefsim zelilliğini fark eder, nefesin zamanından haya eder, ne kadar ram ise ah der Kimim, saiki olan bir cürümmüyüm Niyetin edebinden, ruhun evvelinden, kalbin dirliğinden uzak güçmüyüm Aşkın suhuletine ve ülfetine bigane olan bir nazar mıyım,ruhuma niye yabancıyım Kime sual etsem, her nefesin serdettiği maslahatları dile getirsem, uzaklaşırmıyım Mevla için feda olmadıdır kalbim Her uzvum ve tüm mevcudatım, sevdaya kar etmiyor, dilelen ne söylüyor Niçin ihlas halimden uzak,gönlüm fevkalade kurak, an canıma bin hüzün veriyor Hangi dilden kal etmeliyim,şahit olduğum vakitlere el vermeli ve sürura ermeliyim Kul, aşık olmaktan gayrı ne ister Hakkın sevdası gönlünde biten ekinleri meşk ile ve muhabbetle biçer Nefsi telef olur ve ibretin rengine girer, her hesap vakitsiz bir lahzaya hucum eder Keder ne kadar gam olsa da, salih amel ve sahih niyetin vuslata erişmen için yerter Mustafa CİLASUN |