GÖRKEMİ İDİ AŞKIN GERİDE KALAN...
Hükmü yok kılınmıştı
Tutuştururken satırları, Ölü mızrabı ile Kırılgan notaların Çalıntı tınısında aşkı Hala saklı kılan. Yüzü de yoktu kadının Ne de kuşatılmış varlığı O ürkek dokunuşların tahayyülünde Edimsizdi ve soluksuz Her mola verdiğinde… Çarmıha germişti aşk’ı Hepten yok kıldığı Derin bir ağaç kovuğunda Saklı iken kozası. Ne kalmıştı ki şunun şurasında Kanatlanıp da hayata karışacağı. Tutar bir yanı da yoktu üstelik Yokluğun hırçın kuşatılmışlığında Varlığının o yeknesak teamülünde Durgun suların Azgın nehirlere dönüştüğü Bir tufanın devirdiği Kadının devinip delirdiği. Sayfanın kıyısında ağlarken Düştüğü notlar Düşüp düşüp yeniden Koşullandığı tümsekler. Konuşlanan söz öbekleri Aşk’ın saflığı Hepten yok sayılmıştı oysa Kekeme yetileri nasıl da durağan. Beslerken hüzün Damarında akan kana eşlik eden, Yortusu ölüm öncesi. Son bir gayretle Dokundu aksine, Görkemi idi aşk’ın geride kalan En son izlek, Yıkarken ruhunu İklimsiz ikindi yağmurları… |