na vefa cânâözlenirsin apansız yarım-yamalak boyumun ölçüsünü alırım akşam gölgelerinden hışmına uğrarım anılarımın kâh uzayıp kâh kısalarak bir tren çığlığının menziline girer sonra yalnızlığım seni ararım gelenlerinden başım eğik utanarak özlenirsin hasretlik ne güzel yakışıyor uzak kasabalara fırın kokusu hamam havlularında sabun konak duvarları bel vermiş ortadan kendi sevdalarına yaslananlara ve bir asma dibinde bardağıma kara çaylar gibi demlenirsin özlenirsin nereden çıkarır ki bu kahve dibekleri yanık ritimleri halaya mı durmuş yoksa o devrin gelinleri irkilir kanat takar uçarım çatal yol ayrımları olmaz sema’da bulutlardan mendil verir sözlenirsin haberin olmaz vefasız bu demlerimden doruk tayları gibi içimde gemlenirsin kasım |