Sen...
Sen...
Güzel melodili bir şarkı gibi dolanırken dilime Sararken kalbimi zarif ve mavi bir iple Şehrin en çetin ama belki de en güzel saatlerinde Yürürken ahşap evlerin yanından Ve arnavut kaldırımlarından Adımlarımı saymıyorum artık can sıkıntısından Güzelliğinden ödün vermeyen bir çiçeği kokluyorum Yada yalandan sıkılmış, nefret dolu gözlerle birbirine bakanları Küçük bir tebessümle karşılayan gözlerimin Sesini dinliyorum Ve işte duyuyorum Bu şarkının sen diye haykırışını Benden uzak, ben demekten uzak olan sen Ve yine bana yakın olan sen Sen... Sen ve bir daha sen. Diyebilmek yakışır aşık olana... |