Utancı Da Vurun Kelepçeye/ Selahattin YETGİN‘Sur/uçta kalleş bir devrilişti ölüm. Dil kendi çukuruna düştü, insan etini yine puşt’lar bölüştü’…Saygıyla… Öfkeli yankıların terli kelepçesinde k/an Kükreyen dillerin koynunda Azrail ıslığı Kendi türkülerini söyler iken insanlar Bir can/i çeker pimi, parçalanır kuşlar O sağanak öfkelerin koynuna girmiş ölüm Esrik bir şaşkınlık b/akışı son kez yüzlerde Bir daha duyamayacak şarkıları o çocuklar Aşkın türküleri olmayacak yanık dillerinde Çıkıp kabuğumdan haykırsam aymazlıklara Kurşunlar yağdırsam yedi düvelin atlılarına Dağlara sürsem bin yıllık puşt suskunluğumu Parçalanmış tüm bedenlere haykırılar sunsam Gül atın topraklara şimdi, kınalar yakın dillere Yırtık sesler toplayın alanlardan, gömün derine Suskun ütopyasında ağlıyor insanlık cinnetlere İnsanlık suskun nicedir, utancı da vurun kelepçeye Selahattin YETGİN |