SOLUKLANIRKEN SATIR ARASI...Kipleri fiillerin doğurgandı: Sütten kesilmiş bebek gibi kimi Hele ki düşleri… Emir kipinde bir edim Kadar kuralcı, Ki kural tanımaz dünyanın son sağdıcı. Sağ çıktı girdiği her savaştan Ne çok misilleme oysa Gıyabında verilmişti bir kez Tutuklama kararı. Seğirtti özne, yüklem öncesi Yüklenmişti çoktan dünyanın Derdini, tasasını. Somurtuk bir mağlubiyet ile Aldı gardını nesne; Belirtili, belirtisiz olsa bile Asla olmadı umurunda. Eksiltili imgelerle Satır başında; Kâh tekil Yol verdiği düşleriydi tek tanık Gecikmeli telaşına. Ne sıradandı Ne nüktedan. Varsayımın da ötesinde Cenge çıkmış Bir piyade misali Şehvet bürüdü gözünü Kâfir ve muğlâk dünlerin büyüsü. Salkım saçak serildi boydan boya Ve semirdi insanoğlu Günden güne. Karartısı artarken gecenin Gün tamamlamış ömrünü. Gölgeler misafir Kötülük cebinde gecenin Ve ellerim böğrümde Soluklanırken satır arası. Gülmekse en yakışan Yine de zafiyetim olmadı mı, Her daim hem mücadeleci Hem en kırılgan. Yalıtılmışlığın gölgesinde Hecelerdi aslında Yakalandığım hastalığa En acil reçete. Hele ki elimle koymuş gibi Bulduğum o son cümle. Ne eksik ne fazla Duymuştum kerelerce İçimdeki ses kulağıma küpe. Yaklaşırken dost bildiğim Düşman menziline. Cebimde hüzün ve kelime Yol bildiğim tek lehçe. Lisanım Türkçe Mazeretim sığınmak O sefil kalemin gölgesine. Son izlek olsa da Sonlanmamak adına Saklarken o gizemli yanımı Öpüp de başucuma koyduğum En kutsal varlığımı. |