GİDİŞ
Ellerinde;
Dededen, babadan kalan üç-beş keçiyi, Bir-iki ahşap evi satıp-savıp Ata değerleriyle o anlamlı hatıraları içerisinde bırakarak Karanlık dehlizlerine, Çağrılan taraflarına, Yeni mekânlarına doğru yöneldiler. Canhıraş yakarışlar Dumanın belirsizliğine vurdukları duygulara gebeydi. Apar-topar düşülen yol, Gün ışıklarına aykırı pembe düşler ülkesinin, Kalın duvarlı şatolarına, Mezelerine, kadehlerine, masalarına, Boşluğa bezeli gizemine çağırdı. Çığlık; Alabildiğince çığlık, Kabullenilen mekânın duvarlarına sarıldı. Setin ışıklarını kimler yaktı. Renkler cümbüşünde saklanan zaman kime ait ? Göz görünce; kulak duyunca, Ta içerisinde, yüreğinde hissetti feryadını. Ninniyi çağıran küçük ağlama günlerine, Minik gözyaşı zamanlarına, Israrlı dönüş çabalarına çekildi dikenli teller. Anılarının haramileri karartılarına bile saldırdı. Dostluk, Merhamet, Sevgi, Saygı, Kimin diktiği belirsiz zalim nöbetçiyle Sınır nöbetlerinde sorguda. Onca çabaya; Geleceğin, Yakalanacağı bir iptal geleceğin peşinde olmak. Köprü altlarında baliye, tinere, Eroine, esrara sarmak. Anlamsız bayrağın göndere çekilmesi gibi Geniş kaldırımlara sığmayan yalpalarda dolaşmak. Paylaşılanlara inat; O bağa, güle, goncaya, Toprağa, o mirasa inat. Değerlerini, sevgilerini, saygılarını Loş neonlarda bırakmak. Hatta kurşuna dizmek gün yüzlü düşlerini. Zılgıt verenini; Kalleşini, Gün batımında ihanetiyle kucaklamak. Leh ve aleyhin çatışmalarını içerisinde taşıyanlara inat. Güzel günler ülkesinin, Ata değerleriyle bezenmiş engin renklerinde, Arap atı misali dolu dizgin yaşamak. Verilen sözlerin senetlere yazılmadığı, Ağıtların gökyüzünü tutmadığı günlerde kalmak. Gönül git dostu çağır: Hikmet dolu sözlerden sızılmış, Kelimeler ülkesinin hazinecisini. Halvet gecelerinde kibrin işi ne ? Kurnaz düşler tilkinin değil mi ? Bana yar gerek, yaren gerek…. yeşilaycı hoca |