Ah Asya
Akan herşey sıvıdır Asya
ve şair der ki herşey akar Sende Asya Sende Akıyorsun Akıp geçiyorsun bereketli Nil gibi geçip gidiyorsun sürme çekilmiş gözlerinle kırmızı bir düş gibi dudaklarınla parke taşlara her değdiğinde topuğun yüreğe inen gürz ile şehrin metrekaresi yüzbin dolarlık kaldırımlarından... Ah Asya Tanrı seni böyle güzel yaratırken teveğine su yürümüş yürümemiş hiçbir erkeği düşünmemiş sen ölümcül çiçek bilmiyorum ne olacak bu çarşının hali geçen gün Sırf senin ayaklarını gördü diye kunduracının çırağını dövdü kasabın öküz oğlu Osman. Manav Ahmet günlerdir dükkanı açmıyor aşkından meyhanelerde söndürür olmuş feneri. Bizim kuyumcu İsmail karısından boşanmış diyorlar... Yani sen aslında bir işgal ordususun Asya gençi yaşlısı demeden feth eden... Ah Asya ölümcül çiçek sekiz yaşında yeni yetmenin ilk aşkı... masturbasyonu keşfetmeden aşkı keşfetmemin sebebi ah Asya yaşam pınarı Orhan Veli okuyan kadın Cin Aliden sonra Süleyman Efendinin Nasırını ezberlememe sebep... Biliyorum Asya biliyorum bunların hiçbiri senin suçun değil ama öyle birşey ki bu Ustam hergün seni izlerken kırdığım ince belli bardak sayısı kadar tokat atsada gözyaşlarım senden ötürü... Yalvarırım git burdan Asya konuşurlarken duydum kaçıracaklar seni Akan herşey sıvıdır Asya Bir kötülük katıdır sırf omuzlarına kuşlar konuyor sırf saç tellerin rüzgara sebep oluyor diye sırf güzelsin diye Asya... Asya avuçlarının değdiği eşyalar kutsallaşan kadın. öğrendim gözyaşları ile yırtılmış çiçekli elbisenle kanayan herşeyinle geçip gidemediğin gün sokaktan. Güzellik lanettir aslında kadına. sustular Asya hepsi sustu yaşıtın kızlar evli adamlar kadınlar hatta doksanına merdiven dayanmış ihtiyarlar Su testisi su yolunda dediler Asyam eve adam alıyormuş dediler kocalarımızı ayartıyor dediler Yağlı urganı boğazına geçirip canına kıydığın gün Rahatladı hepsi gözyaşları acıdan değil rahatlamadan... Oysa ben biliyorum Asya Orhan Veli okuyan kadın Şiirden yaratılmış herşey gibi tertemizdin sen... Uç Asyam uç göğe Sırf güzel diye koparılan çiçek... |