ŞİİR ŞAİR VE BİR KİTAP...
Şiir nedir? Nasıl doğmuştur? Edebiyatta ne gibi bir yeri vardır?
Edebiyatın okulu yok mudur gerçekten? Şiir mi yoksa düz yazı mı daha zordur? Hangisi edebiyatta daha önceliklidir? Bu ve buna benzer sayısız soru dünya edebiyat tarihçilerine sorulmayı bekler dilinizin altında hemen. Peki şiirin yurdumuza girişi gelişim süreci yeri ve başarısı ne durumdadır? Dersek.. Bunu da yine kendi edebiyat tarihçilerimize sormak gerekmez mi... Bilinen kesin bir şey var ki o da; her sanatsal ve her ciddi araştırma/buluş çalışmasında olduğu gibi edebiyat konusuna da kesin çizgiler çekmek iddialara son noktayı koymak hiç mümkün olmamıştır hala. Edebiyat denen bu sihirli değnek dokunduğu her şeyi, onu yazanın onu okuyanın onu hissedenin göz, gönül, ruh ve akıl dünyalarında kendilerinin belirlediği biçimde şekillendirir. Bana göre en güzel tanımı bu olsa gerek: İnsan kalbinin bam teline basan, özel duyguları rahatlıkla anlatan en özel edebiyat türüdür şiir. Şirin, düz yazının önüne geçtiği. Edebiyatın ise okulunun olmadığı varsayımının dünyaca kabul gördüğü bilinse de…Ben tersinden yanayım. Kendi yurdumuzdan bir örnek vermek gerekirse Yaşar Kemal’in 4 ciltlik İNCE MEMED’i tam 32 yılda yazdığı gerçeği bu tür çalışmanın bir ömrün yarısına denk düştüğü gözlemlenir. Edebiyatın okulunun olup olmamasından çok, iyi bir okula önemli yetkin öğretmenler düşebilmektir asıl mesele bana kalırsa. Şiir dendiğinde ben ilk anda, emsalsiz renkleriyle uçuşan bir nazenin kelebeğin bir günlük ömrüne sığdırdığı bir ömrün renklerini görür ne hayallere dalarım… Şiir dendiğinde ben, maharetli bir balerinin saçının topuzunda elbisesinin zarafetinde ellerinin büyülü salınışlarında ayaklarının olağanüstü savruluşunda bulurum aradıklarımı… Bazen bakmışsınız; dizeler sizi almış kalbinizin en gizli köşelerine götürmüş sizin bile bilmediğiniz.. Bir başkasında; özlemleriniz tutkularınız hasretiniz, dokunmayı bile beceremediğiniz nice duygularınız can bulmuş ruha bürünmüş ve dile gelmiş sizi söylüyor hiç alışık olmadığınız bir dilde… Bir diğeri; sayısız kutsal ve mübarek değerlerimizin türküsünü söylüyor ulu bir çınarın uğultulu rüzgarı eşliğinde… Eyvah! Dört satırla tüm dünyanın gelmiş geçmiş ne kadar gerçeği varsa doldurmuş avucunuza şair… Şiir, öyle ayrı bir dildir ki başka hiçbir dile çevrilemez, hatta yazılmış göründüğü dile bile. Jean Cocteau Sevgili ve değerli Şairimiz. Aydın erdemli özverili saygın emekli Edebiyat Öğretmeni’ miz Sayın Necdet Arslan’ nın bu çok özel şiir kitabını şiir dostlarına ve sevenlerine bir kez daha duyurmaktan kıvanç duyarım. En derin hürmetlerimle Öğretmenim. |
______ Dolayısıyla., taktiri, tebriği, alkışıda hak ediyorsunuz, helal olsun..
______ Dualarımla Allaha emanet olun..