Hasret Yüklü Yüreğim
Hasretim doldu yine
Dolup taştı yine Bırakın beni yollar Uzayın dağlar Varın rüzgarlar Hasretim azdı yine Durmuyor,taştı yine Bırakın beni çekilin,önümde durmayın n’olur Çekilecek gibi bir yara değil ki bu, kalıp çekeyim İyileşebilecek bir dert değil ki bu,kalıp devâ bulayım Can sırtımda duran kör bir bıçaktı bu,tutulur gibi değil Tutabilsem de,hissetmemeye ellerim muktedir değil Tutup atmaya,yüreğim dayanabilecek gibi değil Gözlerimde donan şu kar,çözülecek gibi değil Karanlığa karışmış çelimsiz geceler/im Uykusuzluktan sökülüp dikilecek gibi değil Bilmiyorum işte,ne nedir ne de ne değil... Öylece dalmışım, bakıyordum Yollar duruyor... Dağlar duruyor... Rüzgar duruyor... Bir hasret ki,yara bere yüreğim Hergün biraz daha, varlığını hissettiğim Hissettikçe, canımdan koparca can tükettim Ve birgün bedenimden ruhumu kaybettim... Bu düşünceler ki,yüreğime derin acılar katar Bu acılar beni yakar,yakar da yüreğimi dağlar Ah! bu hasret ki nefesime dar düğümler atar Eriyen şu zaman ki,yüreğimde umutlar kırar Bu yitik bekleyiş,çâresizliğime kahr’lar katar Bu hasret ağrısı bir düşman gibi,pusuya yatar cellât kesilmiş mesâfeler,yollarım prangalar Beni alır da bir rüzgar,savurup önüne katar Bilinmezliğe sürgün ederce, ö l ü m e katar |
Bu hasret ağrısı bir düşman gibi,pusuya yatar
cellât kesilmiş mesâfeler,yollarım prangalar
Beni alır da bir rüzgar,savurup önüne katar
Bilinmezliğe sürgün ederce, ö l ü m e katar
:((
ondandır
içimizdeki kıyameti sükunetimize sürgün edişimiz
tebrıkler şair..