NE SEN NE DE SENSİZ
Ne sana gel! diyebiliyorum
Ne de senden, gidebiliyordum Ne sana içimdekileri söyleyebiliyorum Ne de umursamazlığına söylenebiliyordum Ne sana kaderimin yârınlarını bağlayabiliyorum Ne de yolunu gözlemekten kendimi alabiliyordum Ne seni bi gençlik hevesliği ile Ne de bir tutku gibi sevebiliyordum Ne de bir sonbaharın kırılan son umutları gibi Başka yarınları bırakıp yele, sevemiyordum işte, Sâdece bugünün estiği havası ile Bir yağmur damlasında bul istiyorum beni Hafiften yaz yağmuru Sıcaklığında Teninde nârin ve serin bir nem Ve saçlarında en güzel incileri kıskandıran kır tonları Belki gülüşünün sabaha kattığı huzur cemrelerinde Belki gözlerine süzülen hayellerinin buğulugunda Belki de, baş ucundan hiç ayrılamayan bulutlarda Hiç bulunmamış, keşfedilmemiş hayellerde Sevginin,hiç târife bulanmamış benzetmelerinde En güzel hislere çalınmış duygular ile sevmek isterdim seni Öyle sıradan değil, birbirimize bahşedilmiş en güzel mûcize gibi... Bilmiyorum... Bu kadar da taşacak hislerimin olduğunu Ve bi anda bu kadar döküleceğini düşünmüyordum Gerçekten bunun nasıl böyle olduğunu anlamıyordum Sözlerin bu kadar bir araya gelip, duygularım ile karmakarışıp Böylesi bi dehrizliğe sürüklenmesi ve beni de çekmesini..! Garip ve tuhaf bir durumdu bu Ama sözler hiçte rahatsız değildi bu durumdan Ne de yüreğim... Ve satırlar ki; alabildiğine umutluğa devr-i âlem... bendeki s e n `den hisliğime dökülenler böyleydi Bazen, mutluluğun en içine çekiyordu satırlar, yüreğimi Bazen de sensizliğin en ücrâsına sürgün ediyorlardı.... Ellerim ki şu satırlarda esir düşüp ölmeyi yegliyordu Sana dokunabilmek, hislerin en güzeliydi çünkü Sensizlikte seni bulabilmek hayallerin en erişilmeziydi Böyle işte; Ne sen Ne de sensiz... Ah! Canına yandığım Aklımda, gönlümde, dilimde İki kelimenin birinde Hep bir yerlerdesin işte Bazen uzak gibi Bazen yakın gibi Anlat (ama) maklı Var (ama) maklı Kavuş (ama) maklı |