YILANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Öylesine bir hikaye.
Bir yılan gördüm sur’da, çatal dilinde zehir. Gizliyor kendisini, bir paçavra altında. Kusuyor her fırsatta, düşmandan almış mehir. Geziyor kapı kapı, bir kadavra altında. Sur’da yürüyen yılan, kime meydan okuyor. Haline bakmadanda, siperde saklı durur. Her önüne geleni, zehirleyip sokuyor. Sevdiğini görünce, kucağına oturur. Dikkat ediniz dostlar, sağ gösterip sol vurur. Muallakta kalanı, şaşırtıp seçmek için. Bir Türk ileri gitse, öfkesinden kudurur. Sinsi sinsi takipte, atağa geçmek için. Yeterki bir açık ver, hemen zehrini kusar. Erdemlikten yana hiç, zerre nasip almamış. Cümle alem hak verse, o oturup hep susar. İnsanlıktan yana hiç, meziyeti kalmamış. Yüzünü gizleyerek, mertlikten bahseder hep. Bir gün olsun bir merdin, yanında hiç görmedim. Belliki almış dersi, çok kıvrak danseder hep. Tam kafaya takıpta, daha izin sürmedim. Benim işim iz sürmek, eskiden olduğu gibi. Tüm maskeler erir hep, önümde şapur şupur. Ömrü biten çiçeğin, her saat solduğu gibi. Dökülür yaprakları, yerlere tapur tupur. Derebey efsanesi, bitip tükenmek bilmez. Allah’ın bir lütfu bu, ona verilen sanat. Kafaya koyduğunu, bir daha asla silmez. Yeğane hakimdir O, O’ndadır tüm saltanat. Ali Dere (Derebey ) 26/06/2015 |
-------------------------------------------M. Gork
Şiirinizi okudum ve beğendim.
Gönlüne sağlık.
............................ Saygı ve Selamlar...