Manşetlik Ayrılık
Saatler akışkan bir şekilde geçerken,
sen hiç geçmedin bu şehirden O yüzdendir bu sokak lambalarının, Karanlık altında kalışları Ben kendimden geçmeden arada da olsa sen geç sol ucumdan. Güneş hiç açmazdı penceremin arasından Alışık değilim "koyu renkli siyaha,"anla lütfen. Yosun tutmuş bir denizin rengi gibi soluyorum bilmediğim kokunu, Soluğum kesiliyor. Sonra; bir kaç ünite sen veriyorum rüyalarıma Biraz da hasretine narkoz vuruyorum şah damarlarımın arasından. Oysa! Sessizce giderken, yarınlarımı almana kırılmadı kirpiklerim Sen benim ışıklarımı değil, dünyamı götürüyorsun Dünya dört dönüyor içimde, içim dışım ameliyat masasında kalıyor. Bir "ah bırakıyorum" sana, başlığı manşetlik olan. Karanlıklar arkasından bulunursa eğer Terk edilmiş cesedim... İşte o manşetlik gazeteler örtülsün üstüme Teşhisim, terk edilmiştir diye geçsin belgelere. Gelip alabilirsin ışıklarını Sende S Ö N D Ü M |
saygımla, acı bir şiir okudum