belki şehre bir film gelir
ruhunun anahtar deliğini buldum
konuşurken, gülerken ve dahi hapşururken ağzının o kıvrıldığı yer.. işte oradan ele veriyorsun kendini hayli şişman topografik düzeyinin üfürük dengesi için tırmayışların bile evet devamı için delillerim mevcut lakin kayda değer yanı yok bunların konuşurken, gülerken ve dahi hapşururken ağzının neye benzediği umrumda değil ruhunun anahtar deliğine ot tıkıyorum... uzaklaşıyorum uzaklaşıyorum uzak... laşıyorum uzak... laş -tım. kocaman bir noktadan sonra sazı elime alıyorum aslında bahsetmek istediğim başka şeyler var -bahsetmek istediklerim mi var- yabancılaştık yine kucaklaşalım aklım ya da aldırmayalım birbirimize kaldığım yerden, sandalyemin üstünden aslında güzel bir şeyler söylemek istiyorum aslında dünyanın salıncakta salınan pembe yanağından açan çiçeğin içimize ışık gibili... yapamıyorum ne yazık ki... öyle değil hayır öyle değil nasıl kuşatılmışız zehirli sarmaşıklarla... boğulmakta bir yanımız bir yanımız tutunma telaşıyla aptallaşmış içim dar bir korseye sıkışmış gibi... gidiyorum ben biraz pencereden bakayım "belki şehre bir film gelir" |
Cumhuriyetin ilk dönemleriyle beraber boğaz da ki yalı kültürünün yerini sırtlara uzanan semtlerde apartman kültürüne bırakması
Roman da merhamet apartmanı üzerinden verilir
Şişli nişantaşı gibi muhitlerde yeni bir kalantor sınıf peyda olur iyiden iyiye
Hoş, Pamuk'ta o zümrenin insanı ya
Levanten burjuvazi, Şişli Terakki lisesi muhiti, vs.
Kartpostal bir Türkiye imgesi yüklediğini düşünürüm eserleri kanalıyla
Bir oryantalist edasıyla bakar Türkiye ve İstanbul'a
Tabi Masumiyet Müzesi romanı hoşuma gider
"istanbul; hatıralar ve şehir" başlıklı denemeleri de öyle
Sonuçta bir edebiyat adamı
Eleştirirken beğenime vururum da
Eleştiriyi sokak sövgüsü ve hatta argo yüklemelerin dışına taşımak ve sanatsal eleştiriyi yüceltmek lazım derim, vesselam
Yine şiiriniz bana Konya'nın klasik duruşu olan hatta eski devir Konya kartpostallarında yerini alan hayat apartmanını da hatırlattı inceden
Dandy sakızlarının otomobil kartlarını, eski reklamları da şöyle bir anımsadım
İstanbul Sarıyer'de gezi sineması, ferah yazlık sinema
Eski külah dondurmalar
Şiirinize bereket
Yakışıyor size edebiyat
Şiir de nesir de şık duruyor siz de
Bir çiçek bahçesinin orkideleri, gülleri sizin yazdıklarınıza sinmiş
Kokusunu buram buram duyuruyor insana
Elit bir duruş var yazdıklarınızda
Yorum zevki duyuyor insan
Saygı ve selamlarımla...