KADINLARIMIZ
Önce toprağa sordum seni,
“O benim, ben anayım” dedi… Dağları döven sert rüzgarlara sordum seni… Kardelenlerde yaşam bulmuş, Başak ve ter kokularını sundu bana… Uzaklardan gelen hayalini kucakladım doyasıya… Başımı göğsüne yaslayarak uyudum Yerle göğün birleştiği karlı dağların Uykusuz uzun gecelerinde… Tarihe sordum seni… Sen; Doksan üç harbinde, Aziziye tabyalarında Kara Fatma’ydın! Sen, Zübeyde Hanımdın Nice Mustafa Kemaller yetiştiren Sultan Ahmet meydanında Halide Edip’tin Korkusuz sesiydin ulusal direnişin... Balkan Savaşlarında, Kafkasya cephesinde, Ve kurtuluş savaşında Başkomutanının yanında Düşmanla göğüs göğse, çarpışan! Nene Hatun’dun… Elif kızdın Kağnısıyla cepheye cephane taşıyan! Yalnız Efesiydin efsanelerin, Sarı kızıydın Kaz dağlarının, Ata’nın kızı Sabiha’ydın Sınırsız göklerin korkusuz kartalı… Sen; Dillerde sevdasın, Türkülerde hasret, Gurbettekilere sıla… Anadolu bozkırlarında ağıtlar yakansın, Yüreklere kurşun gibi saplanan! Bağrına taş basansın İçin kan ağlasa da… Sen, Eş, bacı ve anasın Sen anasın, Anadolu’sun! Sen Anadolu’sun… Sen Anadolu’sun! |