CEBERUTduyurabileceğin ne kadar sesin varsa o sesle bağır bana. bilir misim Karadeniz de dağdan dağa ıslıkla haberleşilirdi eskiden ıslık çal belki duyarım seni ki ben eskiye özlemimi hala sürdürmekteyim. menfaatlerin çıkarcılığın ve affediciliğin ulaşamayacağı bir yerdeyim ağla en yakın gözyaşıdır bana bakarsın ulaşır ’’sen’’ yanıma. ceberut keserken yüreğinin biletine hangi peronda yolculuk edersen et sonu meçhul bir diyara gideceğini biliyordun boş yere kendini parçalayıp yıktığın gönlümün duvarlarına pişmanlık sloganları yazma anarşist diye tutuklanabilirsin ki bir şikayetime bakar. hoş sen alışkınsın izbe yerlerde gezmeye güneşin vurduğu yerler aydınlık kan emici dudakların tutuşur tutuşur kimsesizlere attığın iftiralar ama sen yanmayı da bilmezsin ıslak bir çıra gibi yandı görünür kara kara tütersin. elimde su damlaları parmak aralarımdan kayan geçmiş aşklarımı yıkamışım ıslak bir yürek atıyor şimdi sol/umda. Ayvazım DENİZ |
tebrik ederim