Merak-3 ve 2 Şiir
MERAK-3
ışıltılı bir gökyüzünün altındayım, üstümdekiler ne bir yıldız ne de ay, sadece ait olduğum şeyler var, her yanımı sarmış, bana bakan -bir- gariplikler var. nidasız bir şiir gibi, yapayalnızım, dönmeye çalışıp duran, kağıt bir bardak misali rüzgarda, alıntılarım anlamsızlaşmış, yüzümde eskilerden eser yok, bir tuhaf olmuş iç karanlıklarım, ve beyazladığını hissederim, iç ses tellerimin. dönmeye vakit bulsam, evet sana döneceğim, görmeye vaktim olsa, ilk seni göreceğim, vakitsiz saatlerim, vakitsiz dakikalarım, enteresan şeyler var, bir başlıkta toplanmış, hüzünlü gülümsemelerim. sonra ise rüyamda bir köpek ölmüş gözlerinden yaşam sanki düşmüş feri gitmiş hayatımın, damlalar halinde gözyaşlarım çökmüş, hayat ne vakit bu hale geldi, içki ve meze birbirine karıştı, yüz sesim aklaştı, insan olduğumu ne vakit, senden çok önce öğrendim, ama bu bile pek bir işe yaramadı. ışıltılı seslenişler üzerimde, göremem yıldızlar ve ayı, sadece sana duyulan şeyler içerde, her yanımı sarmış, yalnızlık el olmuş ve tanışmak ister, ve yine bakan o gariplikler iç içe sanki, kağıttan sözler misali. nidasız bir söz gibi, yapayalnız kalmış, kaçmaya hasret duran, el gibi kapında, sözlerim uzaklaşmış, içsel seslenişlerim adeta daha derin, ve köreldiğni hissederim, yüreğimdeki çarkların, sönmeye bir vaktim olsa, evet söneceğim belki son kez, ve bu sefer de senin için, vakitsiz kıyametler gibi, bir garip hayaller, içimde yazmak coşkusu, kopuşlar yine döner durur, boşlukta sallanan ellerim, yine müziği arar durur. karaltılı gecenin yine nidasız akşamında içimde merak duygusu ama bu kez kalmaz sofram akşamdan sabaha hayal ederim bulutları göremesem de uçarım senden sonraya ve evvellerinde ellerin dert olmaz dokunurlar başcağızıma, ne ateşim sönük ne senden gayri ateşli, ne sana dönük ne senden şikayetçi, bir garip mısra gibi, içime çökmüş yine yalnızlığım, yine kendi halime var bir dönüşler aklım sel olmuş akar durur, benden sonra bir kent durulur, hayallerimi alsan da veremem sana, verdiğimi görsen de kalamam sana, kalsam da ölemem yarınlara, içimde yine o duygu erişsem şu yalnızlığına merak ah merak tükettin belki de beni, kavramam düştü, incittin benliğimin belini, sönmeye bir vakit, söneceğim belki de son bir kez, sonra çiçek açmalar başlar içimde, renkleri karışır toprağa pastel misali, boya ve sür al fırçana daldır bir renk daha, renk senin keyif senin, tablo da senin, boş duran o evvelki tuval de hem senin hem zevkinin son eseri olmuş merakım canlanmış boşlukta sallanan ellerim, yine müziği arayıp durmuş. DUMAN bir sigara ısmarladım rüzgara rüzgar içti ben dinledim bir buğu yükseldi gökyüzünde gülen gözlere bir esinti garip bir ürperti geldi. duman, duman üzerinde akıl senden de üstte yaşam dediğimiz zincir en tepede, hayat bu işte.. bir duman bıraktık ki o dağlara ağaçlar çekti içlerine ne yangın ne de kor bir sis yükseldi otlar üzerinde gülen yüze bir serpinti garip bir sezgi geldi. AY ÜZERİNDE grimsi, solgun bir renk, hayaletimsi tonlarda, ölgün bulutlar, sis heryerde, perdelendi ne varsa, içten bir söyleyiş, koparır gibi beni, içten bir dinleyiş, bağlar benliğimi. ay üzerinde bekledim gibi saat geçmez olmuş derdime derman ararken vakit pek naz dolmuş yüreğim ki artık senden de soğumuş atsan da beni kurtulamazsın bensiz hayatlar sana zindan olmuş yel üzerinde uçtun da geldin sanki herkese bir iman bıraktın sanki varlığın ki yoklukla barışık sarsan da karanlığı alamazsın beni bensiz bir beddua seni tutmaz olmuş selamsız bir sabah bana senin tonlarında taşralı bir kız gibi yürür garip yollarda ayrılık olmaz canın gediğine bundan sonra ve yüreğim ağla yeter ki sen de ağla ağlayabiliyorsam aslında varım demektir bir bakıma son ses hecesiz olmuş duman yüklü bu haykırışlarda. ay üzerinde hem bekledim hem üzüldüm dünya derdine yanlış yerde derman aradım baksan gözlerime hele bir kendi içinden renksiz rüzgarlar ikimize de eser olmuş, dünya kararır dünya durmaz sözlerinde hayal ile karışır kendi benliğinde durduğun vakit yalandır içsel sesine kandırılmazsın biliyorum temennim de odur unutma bunu. |