BİR HAYATIN GERÇEĞİ
Gecenin sessizliği sardı dün içimi
Hava biraz serindi üzerimde fermuarlı bir hırkam vardı Yakasını kaldırdım biraz Esen sert nemli rüzgara karşı Haykırmak geliyordu içimden Bir sıkıntı bürümüş yüreğimi Kimseler yoktu duyuracağım Senin hayalin ve gece kuşu gözlerimde Kayan yıldızın ardından bir gölge geçti Sen misin diye doğruldum Beklediğimi biliyordun her gece O başka bir kadın Saçları uzun altın sarısına çalıyor Gözleri kararmış fırlamış ikisi de yerinden Gecenin siyahında bir düş gibi geldi Geniş kalçalı oldukça Fiziken çok güzeldi Giyimiyle ilgilenememiş Belli ki çok üzüntülü Mini kısa etekleri yırtmacından huzursuz Üzerinde hafif bir abiye gömleğiyle elbise tamamlanıyordu Ağlamaklı sesi ile geceyi boğuyordu kör bakışlarıyla Öylesine üzgün kim bilir ne derdi vardı Mutsuzdu belli ki Bana doğru yaklaştı Mendiliyle gözlerini siliyordu İnce elbiseleriyle üşüyor titriyordu Ürkek bakışlarla bana baktı Usulca oturduğum yerden kalktım Merhaba hoş geldiniz dedim ve elimi uzattım Önce elini vermek istemedi Başını önüne eğerek selam verdi Sonrasında öylece yüzüme baktı Kimsiniz dedi Mehtabı seyrediyorum dedim Geceyi dost edinen birisiniz siz de Gülümsedim ortamı yumuşatmak için Gelin oturun yanıma dedim Ürkek ve nazlı bakışları uzaklarda Yanıma oturdu Geceyi seyrediyorum güzelliğini Burası iyi dedi Kazağımı ona verdim ben ısınmıştım Ürkekliği kalmamıştı Keskin yaş dolu gözleri ve simsiyah kirpikleriyle Seviyordu anlaşılan hayatı Anlatabilirsin nedir derdin dedim Kırmızı dolgun dudaklarıyla Şımarık bakışlarıyla Görünüşte zeki bir kadındı Yıllardır böyle derin ve sessiz bir geceye rastlamamıştım Ayağında çizmeler vardı dize kadar kırmızı Elinde bir çanta vardı Resimler çıkardı ve bana uzattı Baktım resimlere çok olgun bir beyefendinin resmiydi Bırakıp gitmiş uzaklara besbelli Yılların kadersiz izleriydi bu Bir yuvanın dağılmışlığı vardı İşsiz kalınca gururundan gitmiş eşini terketmişti Keşke gitmeseydi Kabullenmişlik Ayrılık gözlerindeydi Kederli bir gecede ay ışığında yalnız değildim Bir dost elim uzandı işte Sabah olmakta şehrin hasreti çökmekte yine İki şey vardı mutluluk ve keder gecede Ne zaman aydınlanır ikisi de belli değil Ayrılık gecenin içindeydi Belki kaybolmaya yüz tutmuş bir sevda Çözülmeyen mutluluk işaretleri Isınan yemeğe benzemiyordu hayat Hazır olup da yememek İki kişiydik koskoca bir gecede Uzun sarı saçlı kadın Çizmeleri kırmızı Çözemedik sorunlarımızı Öylesine de güzeldi Sabahın beyazıyla uyanıyordu tabiat Vakit akıyordu hızla gerideki zamana yenik Ama gözleri gülümsüyordu yeni sabahlara umutla Alaca karanlıklarda Gün ışırken uzayan tozlu yolda gözden kayboldu gitti Bir hayatın gerçeği Behçet Bük 874/7.6.2015 Saat 02.36’ |
Beğeniyle okudum yürek sesinizi kutlarım hocam.
Saygılar...