Üfle Işıltından
Mat duvarlar arasında yüzüne kızgın bir kadın,
Bir yanım kör edilmiş, bir yanını görememiş bir yarım.. Dudağının köşesinde tohumlanan bir tadın, Tılsımına ereceğim hiç gelmemiş bir yarın.. Gel bir kere ışıltından üfle ruhuma.. Bir şehir ötesine sığmıyorum yerim dar.. Ötelerde değilim bir adımlık yolun var ? Birle ikim arasında milyonlarca zarım var ! Bekliyorum ben biterken başladığın sınırda, Gel bir gece ışıltından üfle ruhuma.. Tozlu yollar, boşluklar, karanlıklar, yokluklar, Tüm işkence odalarım, bütün çığlıklar.. Üflediğin sura ile yerin dibine batar.. Dirilirim bir zamanlar gömüldüğüm batakta, Gel bir kere ışıltından üfle ruhuma... Nazarınla nakşettiğin demir bir gerdanlığım, Ve tavında bakışının dövülerek olduğum, Ah yüzündür sadece içersine sığdığım, Sadece ve sadece yüzündür göründüğüm.. Gel bir kere ışıltından üfle ruhuma.. |
Uçurumlar zirvelerin öz kardeşi
Birbirine sanıldığı kadar uzak değil
Ne var ki arada sonsuzluklar saklı
Sembol dili çok güzel gerçekten
Tepkiler içselleştirilmiş
Büyülü bir aynaya dönüşmüş bile
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize sağlık.