Koş
Yıkık yolların çukurlarında bakan
Kör bakışınla hayatı kör gören sen Gülümsemeyi köpeklere kaptıran Yarınlarını yarasalara kaptıran Sırıtma öyle sende düşeceksin aynı çukura Çukura hep iyiler düşmez ya Gerçi sen bilmezsin Söyleneni dinlemeden tartmadan yaparsın Kuşların cıvıltısını Çiçeklerin kokusunu bilmezsin Batakhanede yaşayan ne bilsin Yarınlarını başka avuçlara teslim eden Gülmeyi nereden bilsin Çiçek kokusunu nerden hissetsin Kuş sesindeki güzelliği nereden bilsin Güzelliği görmedin ki sen Kan kırmızısı avuçları yürekleri gördün Kan kokan İnsanlık kokmayan Olacak ve olmayacaktan habersiz Olmayacak olanı yaparsın Ah bir silkelensen Kendine gelsen Güzelliğin adını kendisini görsen Ilık gülüşüyle Sarışıyla bir tanışsan Oturur aylarca ağlardın Mahrum kaldığın için Hayalsiz ‘ligine kahır ederdin Yepyeni gülümseyen hayaller kurardın Yansımasız’lığın karanlığında kalan Cesaretten mahrum köle olan Sabah akşamın güzelliğinden biçare mahrum Nerden bileceksin Seherde okunan ezanın güzelliğini Beş vakit secde ile miraç eylendiğini Çıkarları kaçarken seni bizi yakalayan Yokluk ile korkutan Aslında bazen unuturuz Rızkı verenin Allah olduğunu Yenik düşeriz Yenik düşmeyi yaşayan aç kurtlar iyi bilir Yerinden yakalar Kucaklar gibi yakalar kanını emer Doğrul koş koşa bildiğince uzaklaş Aç kalsan da yenilme Koş Mehmet Aluç (Kul Mehmet) |