kutsal varışburası ezel zamanların ötesi bir kıyı dibindeyim ki el değmemiş göz görmemiş masallarından kaçmışım la fontainenin tevrata el basmışım yamaçların bittiği yerde uçurumun dibinde vaad edilmiş firdevsler kime göre değişir ki ayaklarımda su başımda çiçek gözlerim çöl serap figüranıyım sözlerim alınmış özümden adını unuttum ölüm’ün çizgisi çizilmemiş henüz kül topraklar iz tutmuyor kalemin var mı çöpleri kaşlarına sür biraz onlar mı hep beyaz atlara binecekler küpük köpük şelaleler boynumdan tut bas ellerime sanrılarda at murad dünyayı saran üçgenin içindeki gönye benim hesabımı tutuyor rütbemi vermediler daha bir derece bile kayarsa büyük piramitin ucu sana yanmışlığım yanacak ellerimde faltaşı gözlerime sürüyorum otağımdan çıkmış odağımdasın karanlık göremiyorum seni göç istiyorum kavimlerden duydun mu incildeki ayak seslerimi tanrı aşkına kasım |
usta bir yorum
selam ve saygılar efendim