NE ZAMAN DİNER Kİ...Sıradanlığın kalabalığa, Çoğulun tekile indirgendiği Katı bir yadsımazlıkla Savsaklarken üzünçleri Delindi zırh Mihrabı ok bildiğim Aşkı yok sayan Gecenin sonlandığı O derin pekiştireç zihnin Aykırı düşlerinde Taban tabana zıt iken Muzaffer bir komutan edasıyla Cebelleşmekte kuytularında zihnin Aşk pelesenk olmuş sadece Üzünçlerin kıymıkları batarken Ve çekmişken perdeyi Oynadığımız son oyun sonrası. Tekil zihniyetlerdi yordanası Mağlubiyet reva görülen oldum olası. Sür git onca izlek Peyder pey çekilirken geri Binlerce anlatı dünden kalan Titrek gölgelerdi ay ışığında oynaşan. Edilgen bir sevda Sadece tek yönlü bir döngü Aşka hürmeten dökülen gözyaşı. Ne bir nota ne tek bir hece Devrik bir rota Yıllanmış bir aşk uğruna Ödenirken kefaret Ağlak bir edimle Sıvazlarken sırtımı duyumsadığın nefret. Asılsız idi öncesi Sonu olmayan ve aşk idi Paye verilen, Sağdıcı özlem her daim En bariz yılgı ölümle eşleşen. Tınısı kulağımda Son resim saklı dimağımda Kavuşulası bir sanrı nihayetinde Bin bir veryansınla Ne zaman diner ki yokluğun hezeyanı. |