EL NE BİLSİN
EL NE BİLSİN?..
Üstü başı kirlenmiş toz olmuş diyecekler, Eller benim düşüpte öldüğümü ne bilsin? Sakalları üşümüş buz olmuş diyecekler, Yıllar benim yalandan güldüğümü ne bilsin? Biri değil gözümün ikisi pınar şimdi, Bırak dökülsün yaşlar soğuktan donar şimdi. Gözü yaşlı anam var, bir bilse yanar şimdi, Küller benim ateşte kaldığımı ne bilsin? Yüreğimin suları bulanır bulandıkça, Yaşlanmış bu gözlerim sulanır sulandıkça. Ayağıma hasretin dolanır dolandıkça, Yollar benim uzaktan geldiğimi ne bilsin, Akıl hastanesine gönlümü bırakmışsın, Ha kibritle sen beni, ha hasretle yakmışsın. Aşkı gerip çarmıha, yüreğimden çakmışsın, Kullar kendi saçımı yolduğumu ne bilsin? Durma git gidiyorsan, yolcu yolunda gerek, Belki bu yaştan sonra adam olur bu yürek. Meğer bir okyanusa dalıp çekmişim kürek, Göller benim derine daldığımı ne bilsin? Dağ olsaydım ortadan ikiye bükülürdüm, Derya olsam bir iki damladan dökülürdüm. Türkü olsam perdenin telinden sökülürdüm, Teller benim efkardan çaldığımı ne bilsin? Hangi mübarek dua döndürür seni geri? Arkandan duacıyım inan o günden beri. Taş duvar arasına gömsünler diri diri, Nallar vurup toprağı deldiğimi ne bilsin? Bu nasıl bir gidişti miraca gitmiş gibi, Otuzumda görenler diyor ki yetmiş gibi. Bak toprak çağırıyor bir ömür bitmiş gibi, Sallar benim dert ile doldugumu ne bilsin? HARUN YILDIRIM |
usta eller hep yazsın saygımla