Şems-i Ayan
ağır gelir dile kimi nağmeler
söz olur dağları delermi deler tükenirde elde kalmaz çareler akar zaman kabuk bağlar yareler ayet-i insanız şu çeşm-i alemde adın anarız aşk-ı her demde neler görmüş acep adem dedemde o muhabbetle yürekleri pareler paslı zincirleri çektik günbegün kimi can derdinde kimi hep üzgün kalmamış dillerde kelam-ı düzgün nasılsın desen küfürleri sıralar kalmamış şarkın can ehli vefası arttıkça garbın zulm-ü belası koynumuzda bir yalnızlık vebası ne yana dönsek hepten karalar istila altındadır her düşümüz bir yalana esvaptır gülüşümüz uçurum değil, yüzdendir düşüşümüz yokki nesli adem, eğriyi doğruyu soralar mihnetin çaputu gök sema olmuş yağmacılar taht-ı aleme kurulmuş ölmeden mi defterimiz dürülmüş adil beyler bizi sorgusuz sualsiz vuralar garip ali’yim sinem göz gözdür insanı cihanda vareden sözdür kül yakmaz harareti olan közdür gör hele bir o rüzgarla savuralar ali rıfat arku 15/05/2015 istanbul |