O AN(*)
O an vedalaştım kendimle çekip gittiğin o an
O an manalı bir bakış vardı beni hıçkırıklara boğan O an titredi elim ayağım çözüldü dizlerimin bağı O an can yakan sözlerinden korkmuştum bayağı O an allak bullak oldum aniden karardı gözlerim O an bir cenk meydanındaydı ruha hitap sözlerin O an şimşek çakan gözlerinde yayıldı kıvılcımlar O an yüreğime ateş düştü peş peşe geldi yıldırımlar O an göz göze geldiğimizde kavruldu sol yanım O an idama mahkûm bendim okundu fermanım O an bir tebessümün yeterdi olmasa da sözlerin O an bir alev topu çakıyordu gözlerinde ejderin O an şimşek çakan gözlerinde yarıldı bulutlar O an kalakaldım kendimle yitip gitti umutlar O an hissetmemiştim kendimi kar yağdı üzerime O an yaptığın atışların hepsi düşmüştü menzilime O an dünya başıma yıkıldı çöktü omuzlarım O an ırmaklarım buharlaştı sensiz nasıl ağlarım O an çarptı içimin dağlarına yankı buldu sözlerin O an yüreğimde bir krater oluştu öylesine derin O an ezber bozdu saatler kanatlandı bulutlar Rabbim ilticam sana beni bu halimden kurtar O an derinleşti gözlerinde hissettiğin âh’ın O an gök kubbe üzerime çöktü yıkıldı hankâh’ım O an anladım kelebeği, bir yıldız kaydı göğümden O an yarıldı yürek okyanusum kayıp gittin elimden O an bulutlar sağanak sağanak beste yaptı gönlüme O an gözlerin bir veda mektubu tutuşturdu elime O an beynime yoğun bir sis çökmüştü anlaşılmaz bir an O an feri kalmadı güneşin, yere düşmüştü o an O an ışıl ışıl bir çift gözdü yargılayan beni O an burgu gibi işliyordu her sözün bedenimi O an söyleyemedim sana uzaklaştın birden O an hak verdim sözlerine utanarak kendimden Karşıma dikildiğin o an her şey bitecek sandım Beni anlasaydın o an sana yüreğimle vardım O an çakılmıştı bir çivi yine kalbimin üstüne O an sendin ruhumda, dedim: küstümü ne? Yol vardır gönülden gönüle,hissedersin o an Bir şarkıda ölümsüz beste notalarla okunur insan O an…. Yusuf Erdoğan (*) Nurullah Genç ağabeyin yazdığının yanında benim ki çırak hükmündedir. |