Yorgun Tenimde Çürük İniltiler/ Selahattin YETGİNMorun o gizemli efsununa dökülür mevsimler İçinde eski zamana âşık hercai menekşeler Üşüşür ellerimize ayaz ardına devrilir günler Mevsimlerin koynunda yorgundur bir kadın O madımak hıçkırıkların rahlesine koyar alnını Sevgiyle okşar yaşlı yüreğini, biraz asi, biraz haylaz Yaşamın o azgın sularında bir yapraktır sonumuz Hüzünlü yüreğimizden her gece kayar nice yıldız Kocaman nehirler sokulur şarapnel yüreğimize Ruhumuzun derin çizgilerinde iklimler hep aşk Nikâh kıyarız madımak yangınlarda baharlarla Izdırap kül olur bakışlarımızda, sessizce ağlarız Ruhumda asil bir sağanak ömür, dudağımda is Yorgun tenimde çürük iniltiler, üşüdüm içimde Gözyaşımı alıp götürüyor rüzgâr, gönlüm titrek Ölümler var kapıda, kehaneti oynuyor çocuklar Hangi köpüklü denizden içirdin sevda suyumu! Hazzına aşk dediğin bir bekleyişi reva görerek! Dalgayla sevişen kayaların doruğunda bekle beni Vuslat yok demiştin gözlerin gönlümü tutuşturunca Çatlamış dudağımda üzünçlü güller yetiştirdim yar Çiyler göl oldu, aşkın koca dalgaları dağları köpürttü Hangi sığınağa gizlendin o mağrur ve asil yüreğinle! Bak baharlar yaza durdu, ellerim ellerini özler oldu Çık gel ırak çöllerden, ruhumdaki mevsim güz oldu Selahattin YETGİN |