DİBACEBıçak sapını kesmez derler ya hani Aşk neden keser Gögüs kafesinde çırpınan helecânı Neden alır akılsız serimden Güngörmeyen bu yetim canı Bıçağın sadakâtini öper gibi Dayıyorum dudaklarımı Alnına yokluğunun Yeter artık Ya Sen anlayacaksın beni Ya Ben susacağım Doğmamış şiirimin baş(lığ)ı üzerine and olsun ki Yaralarımın kabuk bağlamamış pelteliğine takıp Soru kipli Cevaplarına ustura yalatılmış kelimelerimin çengelini Ve Saçlarından sürüyerek Yalvar yakar boğulmalarımın Soluk dilenciliğini Dert etmedim Yük bilmedim Yüzü koyun sürünüşlerime Tabanı yüzülmüş ayaklarımla Koşarken gitmelerinin ardından peşin sıra Tuz döktüğün kasislerin burgacında Ama Yâr Sunak bildiğim Aşkının Ayak diplerine uzatıp bedenimi Alma benden serimi senimi Hâk Aşkına Aşk aşkına Kurban etme beni de Unuttuklarının arasına attığın Aşk masallarına Öğret bana Sevgili Aşk kaç hecelik bir ezberbozan Bazen Sırtında ıslak kamçı izi taşıyan Ehlileştirilmemiş imgeler saplanır Kafes ardı aklımdan Arta kalanlarıma Söyle bana Yâr 40 gün 40 gecelik bir sancıma mıdır Bir Engerek sinsiliğiyle sol yanıma uzanan Öğret bana Sevgili Sen kere Ben kaç eder Kareli defter satırlarında Yazılır mı parmaklarımla Yağmurun kaş arasına Sana yanmışlığım Sana Yanlışlığım Kaç doğruda öldürdün beni Kaç yanlışla götürdün Hayat’ın Bilgisi emzirir mi bizi de Bilgeliğinin döşünden Ermiş miyiz Erimiş miyiz Derviş miyiz Devrilmiş miyiz |
Mutlulukla okudum
Saygılarımla