Bastonkarınca toprağa toprak karıncaya döker derdini kalbur misali karıncalar küçük dağlar oluşturur toprağı eleyerek basıp geçer üstüne çocuklar umarsızca şarkılar söyleyerek gül gülistan bağ bahçe geride kalan yediverenler ve hayatın içini boşaltır anlamsızlaşan mana dahası yok birer birer inilir çıkılan merdivenler önce toprak duyar yaprağın ahını hazan gibi soğuk elleri el ele diğer ellerinde baston yaşlı bir çift eylülün matemi gözlerinde yapraklar arasında yol arar ölüme yürür gibi yürüyerek koşar gelir yine o yaramaz çocuklar geçmişi geleceği bir çukura çeker bastondan tutup sürükleyerek Arap Kurt |