İSTANBULDinleyemem seni kapalı gözüm, Kapkaçın ayrı bir,sorun İstanbul. Uyanık olmalı,neyime lazım, Karanlığın fazla,derin İstanbul. Eski resmin kalmış,sanki yadımda, Anlatamam şimdi iki adımda. Fetih’ten bugüne hesapladım da, Yaş yanında yanmış,kurun İstanbul. Sen yine de nazlı halinle uyu, Altın diyorlardı,toprağı,suyu, Minareyi geçmiş,gökdelen boyu, Sen bu görüntüden,arın İstanbul. Senin vebalin yok,insanlar kötü, Sanki taş kesilmiş yürekler katı, Hem aşını verdin,hem de bir çatı, Olmasın vicdan da kirin İstanbul. Karbonmonoksitten dolar gözlerim, Otobüs beklerken donar dizlerim, Bir gün ayrı kalsam,yine özlerim, Kalbimde bambaşka,yerin İstanbul. Aramaya geldim ekmeğe katık, Bana bakma öyle kaşların çatık, Sevdalıyım sana hemde kör kütük, Beni sarhoş eder, nurun İstanbul. Sabah ettik yine sisli geceyi, Efkarım dan ateş sardı bacayı, Konuşuruz senle,daha nice yi, Devam edelim mi,yarın İstanbul ? Erdal Sarıgöz 30-Nisan-2015 İSTANBUL |