Bir Kerecik Görsem...
Ben senin cemaline hayranken,
Kimseler halim bilmezken, Geceler üstüme yıkılır da yıkılır. Sonra bir ses gelir uzaklardan, Garip bir bilinmezlik içinde, Beni kendimden geçirir. Gönlümü sersemleştirir, Zaman zaman içinde. Ne ola sevgili! Bir kerecik görsem yüzünü. Ay dolanır günler günlere erişir. Benimse hicranım hüznümle birleşir. Yalnız geceler, buhranlı düşlerimin üstüne, Bir karabulut gibi çöker de gider serişir. Neylersin ki, çare yoktur buna, Çekmektir onun kaderi, Bu vefasız duruma. Ne ola sevgili! Bir kerecik görsem yüzünü. Bir anım bile olsun, Unutamam ben seni. Ömrüm tükense vazgeçilir mi bu sevdadan? Canıma can katan bu devadan. Haydi! Yürü git artık sonsuzlara, Varsın, açsın bu dert, teninde yara. Bak mevsim hazandır, Sararmıştır yapraklar. Bir kızıl rüzgar eser, Kurumuştur topraklar. Bir perde iner gözüme, Görünmez olursun özüme! Ne olur sevgili! Bir kerecik görsem yüzünü. Bilirim ayrılık vaktidir bu an. Yan haline, ağla hep yan. Gökler duysun, yerler duysun bu feryadı. Bilsin cümle alem, ayrılıktır bu aşkın adı. Durmam artık bu ellerde ben neylerim. Deli gönül viran olmuş, Şarkısını söylerim. Gül yüzlüm... Ceylan gözlüm.. Nur kaynağım... Ne ola sevgili! Bir kerecik görsem yüzünü. (İzmir-Ağustos 2014) Aydın Çetiner |