ELVEDASIZŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İkiocak İkibinonbeş Cuma Kandil sabahı,hastalığının çok ağır olmasına rağmen son ana kadar neredeyse normal hayatını sürdürüp, hayata vedayıbile her zamanki zerafetiyle karşılayan güzel kadına, Sevgili Annem; SERVET TÜRKER’e ithaf olunur.
Yaşadığım sürece, hep yanımdasın... ELVEDASIZ Gidiyorum işte, vakit tamam Dünyadan aldığım Kendime düşen Anılarımla gidiyorum... Nereye gittiğimi bilmeden Göçmen kuşlar gibi özgür Yüzümde tebessüm İçim rahat gidiyorum... Güzyaşı dökmesinler ardımdan Arkamda bir tek ah! bırakmadan Yaşayamadığım ne varsa Bilip bilmediğim Yanıma alıpta gidiyorum... Bu kez kolay değil Doğum gibi sancılı olacak Yeniden,yeniden kucaklayacak belki Beni hayat Mutluluğun olduğu yere Veda etmeden gidiyorum... Su gibi avuçlarımdan akan Yalnız benim hayatım Bilinmez sisli nehir sularınıa bıraktım kendimi Saçlarımda yağmur Enbüyük dostum hatalarımı Yüklenerek gidiyorum... Kuşların uyuduğu saatte Güller daha tomurcukken Göçebe ruhumu alıpta Kendi sürgünüme gidiyorum... Yoruldum yılların peşinde koşmaktan Issız vadilerin arasında Görülmeden,duyulmadan akan Bilinmeyen küçük sulara karışıp Kimseyi yanıma almadan gidiyorum... Zaman beni deği, ben zamanı yendim Beyaz bulutlarda yürümek için Rüzgarlara bırakıp kendimi gidiyorum... Sevmek kadar güzel Sevilmek kadar imkansız Mavi Kelebeklerin peşinden Belli olmayan yollara gidiyorum... Yanımda yaşadığım yılların Çakıl taşlarından birkaçını Götürüyorum giderken Eğilip bükülmeden Dudaklarım mühürlü Ruhum isyankar Karanlığı yırtıpta Denizleri yanıma alıpta gidiyorum... Artık! Açılmayan kapılar tek tek açılacak Kuğuların yıkandığı göllere Ruhum henüz kirlenmeden Bilinmez çiçeklerin diyarına gidiyorum... Esra TÜRKER KONUK |