TAN VAKTİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiirimi yazarken yaşadığım duygular çok derin ve kalbimin içinde saklıydı.Yüreğimin üzerinde ağırlık olsa da içimde hep umut vardı.Çareyi şiir yazmakta ve içimi bunlarla ferahlatmakta buluyordum.Bunları dile getirmek iç denizimdeki fırtınaları başkaları ile paylaşmam ayıptı.İnsan tekamül edecekse ki ediyor bunun ayıp neresinde diyesi geliyor insanın.
Bu duygularla dolu ilen bir gün piknikte eşim semaver yakıyordu.Ben zaman zaman iç sesimle konuşurum. Bir çay olması için ne gerekir diye bir soru geldi.Ben de önce ateş lazım hem de harlı bir ateş dedim.Arkasından ne lazım dedi.İyi bir çaydanlık ve çay dedim. sıcak su .peki çayın kıvamını bulması için ne gerekiyor diyince e demlesi gerekiyor dedim.Ya dedi gördün mü bir çay için bu kadar işleme gerek varsa bir insanın olgunlaşması için de zamana ve yanmaya ihtiyacı var. öyleyse senin de olgunlaşman için ateşe ihtiyacın vardı yanman için.Yanacaksın ki pişesin.Ne demiş Mevlana;hamdım, yandım, piştim. "Bu değersiz kul ,bir de size Mimar Sinan’ın hayatından bir kesitle olayı anlatmaya çalışsın sizlere. Sultan Selim Han’ın saltanat bahçesinin devşirmesi olup , Kayseri sancağından oğlan devşirilmesine ilk defa o zaman başlanmıştı. Acemi oğlanlar arasından sağlam karakterlilere uygulanan kurallara bağlı olarak kendi isteğimle dülgerliğe seçildim. Ustamın eli altında , tıpkı bir pergel gibi ayağım sabit olarak merkez ve çevreyi gözledim. Sonunda yine tıpkı bir pergel gibi yay çizerek , görgümü artırmak için diyarlar gezmeye istek duydum. Bir zaman padişah hizmetinde Arap ve Acem ülkelerinde gezip tozdum. Her saray kubbesinin tepesinden ve her harabe köşesinden bir şeyler kaparak bilgi, görgümü artırdım. İstanbul’a dönerek zamanın ileri gelenlerinin hizmetinde çalıştım ve yeniçeri olarak kapıya çıktım " diyen Osmanlı tebasına devşirme olarak giren ve Türk Tarihinde önemli bir yere sahip olan Mimar Sinan, uzun yıllar Osmanlı ordusunda değişik görevlerde bulunmuştur. 1538 yılında çıkılan bir seferde ordunun purut nehrini geçmesi için bir köprü inşa edilmesi görevi Sinana verilir. Sinan 10 güne kalmaz Purut nehri üzerine bir köprü inşa eder..bu olay sonunda sultan süleymenın takdirini kazanır ve Yüce Osmanlının Baş mimarlık görevine getirilir 40 yaşında iken... 40 yaşına kadar birçok eser inşa etmesine, bir çok başarılı işe imza atmasına rağmen; kendisi "HAMDIM" der ve baş mimarlık görevinde iken yaptığı efsane Şehzade Camiine "çıraklık eserim" etiketini vurur.. zaman ilerler.. belkide dünyada eşine benzerine şimdi dahi rastlayamayacağımız muhteşem Süleymaniye Camii’ni inşa eder.. PİŞMİŞTİR Sinan pişmesine ama Süleymaniye Camii’ne büyük bir tevazu örneği göstererek, "Kalfalık eserim" der.. yaş kemal’dedir artık, olgunluk asumanda.. 86’ına dayanmıştır Sinan.. Edirne’de öyle bir eser ortaya koyar ki; eseri görenler: Yusufu (as) gören Züleyhaya döner.. Aşık olmamak için ya akıl olmayacak insanda ya kalp yada her ikisi birden.. YANMIŞlığın eseri Selimiye’dir bu.. anlaycanız etiketi "Ustalık eseridir".. , Ham olan; Çıraktır 40 yaşında; Pişen; Kalfadır hak kucağında; Yanan; Ustadır aşk ocağında; tıpkı Mevlana’nın seyri gibi ...Bizim de seyrimiz bu şekilde...
Anlat bana anlat güzelim,
acıtan yalnızlığını, yenildiğin aşkını, kanayan özlemlerini, bak sabah merhaba derken yeniden kentin aydınlık sokaklarında yaşadıkça dertlerin ilacın olduğunu inan bileceksin.... Gülümseyen yarınları, manolya kokulu , Mor menekşeli aşkları mahur besteler tadında sen de yaşayarak öğreneceksin. Gökkuşağı çizen bir ressam olana kadar hayatın göğsünü maviler sarana kadar aşk ağacının dallarına kirazlar dolana kadar sen yolunun delisi olana kadar inan öğreneceksin. Rüyalarını süsleyecek mutluluğun ve sen de resmini çizeceksin. Küçük bir kız olup salıncaklarda dalların arasından erguvan renkli yalansız ,dolansız sıcacık sevdanı toplayacaksın.. koşup gelecek inan sardunyalar arasından inan bak dolu dizgin koşarak memleket türküleriyle seninle sarmaş dolaş olacak. İnsan olmanın ve sevmenin gizemli mutluluğunu sen de tan vakti mor bulutlar arasında doğarken öğreneceksin. samsun 27/4/2015 |