İNSAN SEN KİMSİN
çırpınırdı yüreğim çölde kalmış serap gibi
tuz biriktirmiş kahvem çoraklaşmış toprak gibi herkes baksa gönül aynasına sorgulasa kendini yüzü toprağa değmemiş kurumamış yaprak gibi ah insan unuttun kendini asfalt kaplamış yüreğin ve uzaksın hakikat duygusundan ve yoksunsun kalben sade kuru bir akılla nefsine hizmet eden sen hani tefekkür,sahte limanlara demir atmış gölgen ne gecenin billur saati canlılık verir ruhuna nede doğan güneşten esinlenir yüreğin halbuki karanlık zannettiğin o geceler var ya saadete açılan penceredir bırak sende gafletin bilirsin ki iki dünya kuşatır birisi kocaman alem sen bu alemde bir özelsin ve alem içinde adem iç alemindir kurulu düzenin o hayatın keyfiyeti sebep/senin ölçülerin/davranışlar o hayatın,çizgileri/kıymeti ışık saçan gönlün yoksa bil ki karanlıklı dünyan gölge misin ışık mısın hangisi dünyanda var olan ya hakikate yol bulup yansıyacak gönül ışığın ya da karanlık koyu gölgeler gibi korku salacak yüreğin hani kaybolan yapraklarda bizde fikren kaybolmayıp birleştirsek gönül dünyamızda dün bugün ve yarını olgunlaşsa iç dünyamız ve ufuk köprüsü çizgisinden bir devlet kursak içimize "BİR" olanın varlığını Yusuf Erdoğan |