Talan Düşlerin Limanıydı DurağımızKederli bir çocuk geziyor yüreğimin kırlarında Yağmurları bekliyor ruhum aşk panayırlarında Gönlüm nicedir tutsak özlemin zindanlarında İltica bir bekleyiş kalacak senli masallarımda Ateşin suyla öpüştüğü ışıksız odalarda Yanık törpülerle şiir iliştirirdik geceye Gönlümüzün gözleri örselerdi fayları Bir deniz olurdu şairin yorgun sözleri Yetim kentlerin salaş sundurmalarında Balık kokardı yüreğimiz, sular üşürdü Bir bezirgânın kıl heybesindeydi aşk Anların terkisinden düşler dökülürdü Kirli gömlek yakasıydı ömür tenimizde Güneş hiddetle çökerdi kentin üzerine Ahir yalnızlığımızın o mahmur sesiyle Aşkın küllerini serperdik sarı denizlere Gülüşlerimizi seviştirirdik salaş dokunuşlarla Sivri bıçak ağzıydı an, yorulurduk sarılışlarla Gül boynunu bükerdi hazin, hercai aşklara Kül asi bir rüzgâra verirdi gönlünü ağıtlarla Kurak mevsimlere kuldu dudağımız, çatlardık Talan düşlerin limanıydı durağımız, ağlardık Her içlenişte tükenirdi vakitler, ömür sağardık Kırık bir bardakta karıştırılan tutkulu hazlardık Selahattin Yetgin |
“Şiir öylesine ayrı öylesine apayrı bir dildir ki başka herhangi bir dile çevrilemez hatta yazılmış olduğu kendi diline bile...”