İHTİLAL BAKIŞLI ÇOCUK
Bizler, humuslu, tınlı, çoraklı topraklarda yoğrulduk.
Ana sütü gibi hür, buğday başaklarından damlayan ter olduk. Çekici, örsü , tırpanı sevdi Toprağımda ana kokar, namus kokar, kan kokar Biz alışkınız azap pençesine, baskıların sesine. Şuramda acemi bir kaygı Zaman yarını tırmalıyor Sen ağlama çocuk Senin memleketin Asya’da boncuk. Yıkıldıkça sarıldık Sarıldıkça vurulduk Vuruldukça dirildik Yorulmadık, çözülmedik, biz daha ölmedik. Gökyüzünün suratı ekşi Tortulu karanlık güneşe ihtilal Fahişe bir el uzanır yıldızın yanağına Artık minnetim yok, Cellat’ın sisli penceresine Zihnimdeki yankı tutuklu bir ses Öfkeler kuşatılmış şehrimin sokaklarında Yarını lacivetli düşler kan pazarında Doğmadık bir çocuk yatar kalbimin ortasında Suskunluğa boyun eğmez arzular Hak, eşitlik, özgürlük Yarın müjdeler yükselen sesler. Sen ağlama çocuk Senin memleketin Asya’da boncuk. Yarınlar baharında üşür Kadını kavgada barışır Senin memleketin güneşle sevişir. Barış yazdıralım gök kubbenin üstüne Son güneş doğmasın senin üstüne Toprağın güle sancır İhtilal bakışlı çocuk... Mehmet Güven. 21- Nisan- 2015... |