OLA Kİ
Cilve, Eda’ya yabancı, perişan olan kişi
Göz yaşı hiç dinmeyen, ümitsiz garip saki Suskun sesler üzüyor, kapatıyor güneşi Keder, üzüntü, acı , benim yanımda neki Düşümcem, arzum seni, şem, ışığa davettir Duygular da ki sırra, adaylık maharettir Her gelen baharlarda, yağmurlar merhamettir Huzura yaban gönül, öyleki hep müşteki Hâk’ka giden ışık ki, bal şerbetidir sana İlmin sahralarında, tutuş sevdadan yana Nefs, savaşını kazan, ödül mutlaka sana Geçici Dünya değil, cennettir inan baki Bu gönül yorgununa, savaş diyorsun şevkle Kutsal topraklarımda, dolaş diyorsun aşkla Güneş nur olur tanda, nizamdır gelen akla Bu bedbahtı aydınlat, iman sarsılmaz beki Issızlık ummanında ,bu gönül huzurdadır Hayr içindir duası, yaratana arzdadır Rahmandan uzak olan, kayıpta arazdadır İman ipine sarıl, gel kurtul, demem o ki Rahman,Rahim sensin Râb,övgüler hep sanadır Dudakta muhabbetin, hep rızandan yanadır “Rabbin kim dendiğinde”, korkum hep o an’a dır Akıl bir, Allah birdir, hiç bir, olur mu iki Lüzumsuz’um bu beden, besmeleyle şükürde Secdede dursun ruhun, dilin ise zikirde Kulluk yalnız Hâkka dır, her dem aynı fikirde Affet n’olursun ya Râb, sapıtırız ola ki Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
yureginiz dert gormesin hocam
sizin siirleri en az iki kere okuyorum
kutluyorum altin kaleminizi
omrunuze bereket
ilham pinarlariniz hep caglasin
saygilarimla selamlar