KÜÇÜK DİLENCİKÜÇÜK DİLENCİ Evrakımı karıştırırken elime geldi. Sararmış saman kâğıdına yazılmış bir şiir. Kâğıdın kat yerleri yırtılmış, koptu kopacak. Bir karşılaşmamızda yedek subay okulundaki arkadaşlarımdan sevgili Yılmaz GÖRMEZ, tutuşturmuştu elime. Ben de şiir yazdım diyerek. Şiirin karanlıklarda kaybolmasına gönlüm razı olmadı. Kayıtlara geçsin, gün ışığına çıksın istedim. Bir şekilde haberdar olursa Yılmaz’ın da mutlu olacağı inancımla paylaşmak istiyorum… “Küçük eller yumuk, güzel gözler kapalı Ayakkabılar delik, elbiseler yamalı Senin de bir ailen, sıcak yuvan olmalı Yat yavrucağım uyu, üstün başın ıslansın Seni kaldırımlara bırakanlar utansın Çocukluğunu henüz yaşayamadan daha Kazandığın parayı vermek için şaraba Üç beş kuruş uğruna bırakıldın sokağa Yat yavrucuğum uyu üstün başın ıslansın Seni kaldırımlara bırakanlar utansın Yaşın ya üç ya da dört, daha fazla olamaz Rüyalarına bile mutluluklar giremez Neler hissettiğini kimsecikler bilemez Yat yavrucuğum uyu üstün başın ıslansın Seni kaldırımlara bırakanlar utansın Sen öyle yatıyorken yerde, çamurda karda Şimdi kim bilir nerde, gönlün hangi baharda Daha çok yatacaksın, böyle kaldırımlarda Yat yavrucuğum uyu, üstün başın ıslansın Seni kaldırımlara bırakanlar utansın Hava buz gibi soğuk, dondurucu ayaz var Sanki gökler delinmiş durmadan yağıyor kar Seni kimler düşünür, haline kimler bakar Yat yavrucuğum uyu üstün başın ıslansın Seni kaldırımlara bırakanlar utansın Gözlerim doldu bir an para vereyim dedim Elim cebimde kaldı, bir türlü veremedim Seni bağrıma basıp kucaklamak istedim Yat yavrucuğum uyu, üstün başın ıslansın Sene kaldırımlara bırakanlar utansın Sıcak ana koynunda uyumalıydın şimdi Biraz önce önüne para atanlar kimdi Çok nutuk attık hani, mutlu günler senindi Yat yavrucuğum uyu, üstün başın ıslansın Seni kaldırımlara bırakanlar utansın. Yılmaz GÖRMEZ |