Kim Bilir?Kim bilir; bir şairin yüreğindeki ahı, Duygusuz bulutları her dem ağlattığını. Kim bilir; bir şiirin yüreğindeki ahı, Ayrılıklar şehrine vuslat bağlattığını. Kim bilir; yüreğime sığmayıp taşan kanın, Gözlerimden yaş diye akarak gittiğini... Kim bilir sevdiceğim bir zümrüd-ü ankanın, Her gece bana gelip senden bahsettiğini... Kim bilir hüzün kokan bu aşıklar yurduna, Şen şakrak bir ayyaşın umutla vardığını. Kim bilir hazin bakan bu maşuklar yurduna, Hurilerin her gece gelip yalvardığını. Kim bilir ki Yûsuf’un zindandaki köşkünü; Züleyha’nın gönlüne sermaye kıldığını. Kim bilir ki Mecnun’un Leylasına aşkını; Sana olan sevdamdan bir kesit olduğunu. Şimdi söyleyin dostlar Mislina’nın adını Yüreğime ırz sayıp öldüğümü kim bilir, Şimdi söyle Mislina’m o nûr-u pak yadını Gözlerime farz sayıp öldüğümü kim bilir... |