VADİDEKİ KURT
VADİDEKİ KURT
Vadiye düşmüştü bir kurt. Say ki, yok kurtuluş. Vadi boyunca yürüdü. Dikenler üstünden, Çalılar arasından ayaklarını sürüdü. Yukarıdan, kayalıklardan, Nice köpekler ürüdü... Vadi dar mı dardı. Vadi çıkışında, Etten duvar örmüş, çakallar vardı... Geri döndü vadinin diğer çıkışına. Bir sürü sırtlan gördü... Durdu... Kayalıklara baktı. Kayalıklar duvar gibi sarptı. Bu da yetmezmiş gibi, Her kaya başından bir köpek bakıyordu. Dilleri de çıkmış, salyaları akıyordu. Yamaçlarda tilkiler vardı; Bir görünüp bir kaybolanlar, Kafasını kaya deliğinden çıkarıp seyredenler... "Hey tilki; Sen de adisin bil ki.. Sana da seyir lazım... Çalılıklara siyersin.. Yaralı bir parmağa yararın olmaz. Mazlumun yanında yerin olmaz." Döndü geri, Adımladı, ağır ağır ileri... Yardım etmeliydi birileri. Bir umutla yavaşladı. Bir sola baktı bir sağa... Bir de vadi aralığından görünen dağa... Dağ uzak, Görünen aralık oldukça dardı. Güvendiği dağlarda karlar vardı. Yüreğini derin bir hüzün sardı.. Korkmasına korkmazdı, En ötesi ölümdü, Lakin bu hal yüreğini yardı. Vadinin her tarafı yardı... Düşündü kurt, "Yüreğini yakan kordu. Kim kollayacaktı bu kurdu?.." Nafi Çağlar Budunlu 19 Mart 2015 Perş.09:27 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul Vadi ortasında bir tümsek başına çıktı. Etraf biraz açıktı. Şimdi sırası değildi fakat, Karnı da iyice acıktı... Önüne baktı; Çakallar sıralanmış uluşuyordu. Arkasına döndü baktı; Sırtlanlar dolaşıyordu... Sağına baktı, soluna baktı... Köpekler bakışıyordu... Tilkiler oynaşıyordu.. Düşündü kurt ; "Ey leşimin artıklarından yiyen sırtlanlar. Ey önümde hizaya geçen çakallar, Ey etrafımda taklalar atan tilkiler, Ey beni gördükçe kaçacak yer arayan köpekler.. Den bakalım; Kim sizden ne bekler.." Daldı kurt... "Karşı dağın eteğinden, Belki bir dere yatağından, bir bozkurt sürüsü geçiyor olabilirdi. Sesimi duyuyor olabilirlerdi. Sesten anlarlardı, Gereğini yaparlardı..." Kendini acılara saldı kurt; Bütün bedeni gerildi. Göğsünü de iyice gerdi. Başını da yukarı verdi. Bir umut acıyla uludu... Auuuuuuuuu... Uluşan çakallar sustu, Dolaşan sırtlanlar pustu.. Hırlaşan köpekler sesini kesti. Tilkiler ise kuıyruğunu kıstı... Kurt bir daha uludu... Auuuuuuuuuuuu.... Çakallar kaçıyordu, Tilkiler saklanıyordu..., Aşağıda sırtlanlar, Yukarıda köpekler ; ön ayakları üstüne çöküyordu.... Son kez uludu kurt... Auuuuuuuuuuuuuuuu... Kayalıklar ayrı ayrı son olarak, üçer kez ses verdi. Sonra yankılar ; kayadan kayaya çarparak vadide eridi... Çakallar, tilkiler, köpekler, sırtlanlar sindi... Ortalık sessiz oldu, Tam dindi... Vakit ise ikindi... Nafi Çağlar Budunlu 20 Mart 2015 Cuma 09:34 Şirinevler/Bahçelievler/İstanbul Durdu kurt, bekledi. Etrafı dinledi... İçin için inledi... Demek sesinin ulaştığı yerlerde bozkurtlar yoktu... Göğe baktı kara kaderli kurt... Gökten gelen bir haber de yoktu... Yine de mucize bekledi.. Bekledi...Bekledi... Zamanı zamana ekledi... Ne yerden ne gökten bir yardım yoktu... Düşman kancık, düşman çoktu... Kendisi aç,üstelik onlar toktu... Vadinin sahibi de ortalıkta yoktu... Yine de çareyi tüketmemeliydi... Kara bahtlı kara kurt, Bir sağa baktı süzdü, bir sola baktı süzdü... Kayalıkların yüzü dümdüzdü... Bu çaresizlik onu çok üzdü... Bu ölüm vadisinden hayata bir geçiş olmalıydı... Kayalıklar arasından bir geçit olmalıydı... Sonunda bir kaya yarığını gördü... Hemen içinden umutlar ördü... Gece karanlığına kadar, Bir bozkurt sürüsü imdada gelmezse, Gök Tanrı’dan kader gülmezse, Vadinin sahibi gelip almazsa, Bu dardan kurtuluş zor, bu yardan çıkış zor olsa da... Bu tek umut... Yoksa yaşamayı unut... Birden irkildi kurt... Yaklaşmış sesler duydu, Her yana baktı, kımıldaşmalar gördü... Can havliyle sanki ulumadı böğürdü... Aaaaauuuuuuuu... Kaçışlar görüldü, Kımıldaşmalar duruldu... Kancık düşmanların ödleri yarıldı.. Geceye kadar böyle direnmeliydi.. Belki yardıma gelenler olurdu... Olmadı, Yaradanın yardımı belki gece gelecekti.. Kafasını aniden çevirdi kurt... Sert kayalıklara baktı. Gözlerini, Yar çıkışındaki geçite taktı, Gözlerinden şimşekler çaktı. Yüreğinde ateş içinde ateş yaktı. Ya yar da canından olacaktı, ya da yaradan, yardan çekip canını alacaktı. Yar başında bir iki köpek, Onların da sesini kısıp, yar yamaçlarına çalacaktı... Sonra dağlara, dağlara yol alacaktı... Başı puslu dağlara, Sisli dağlara... Nafi ÇAĞLAR "Nafiz TANÇAĞLAR" 20 Mart 2015 Cuma 11:55 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul |
Lütfen devam ediniz.
Usta kaleminizi ayakta alkışlıyorum.
Var olunuz sağ olunuz.
Sayğıyla selamlıyorum.