ÇANAKKALE'DE BÜLBÜLEmperyalizme karşı verilen bu savaşta çeyrek milyonun üzerinde genç fidanlarımız toprağa düşmüştür. Bizlere yabanci çizmesi öptürmeyen, yabancı bir emri dikte ettirmeyen, yabancı bayrağın gölgesine mecbur bırakmayan, türkülerimizi, Türkçemizi ve Türkiyemizi hayatlarının bahasına hür ve müstakil bırakan, bu kahraman atalarımızın ruhları şad olsun. Her Türk şairi, ressamı, heykeltraşı velhasılı sanatçısı bu konuyu eserlerinde işlemelidir. Homeros’un İlyada’sından üstün bir eser yazılmalıdır. Çünkü, orada mesele “Güzel Helena” üzerinde dönüyordu, ama bizim gayemiz “Vatan Savunması”ydı ve verilen kurbanlar onbinlerle değil, çeyrek milyondan fazlaydı. O eserde hile desise vesaire vardı ama bizim yazdığımız destanda erdem, yiğitlik ve dürüstlük başta geliyor. Ben şahsım adına bir ÇANAKKALE DESTANI yazmaktayım. O eserlen ara sıra bölümleri siz değerli okuyucularıma sunacağım. Görüşleriniz benim ve eserim için çok önemlidir. Teşekkürler. Halil GÜLEL ÇANAKKALE’DE BÜLBÜL Tan yeri ağarırken bir ezan vaktiydi Yürekler siperlerde atıyordu bülbül. Can alıp vermenin en ince bir yeriydi Ol toplaryeri göğü katıyordu bülbül. Birden çelik ağızlar kustular ateşi Göz gözü görmez oldu gökte gördük taşı Kopmaktaydı kol bacak kopmaktaydı başı Koyun koyuna Mehmet yatıyordu bülbül. Asırlar geçse asır Türke has bir destan “Türk öldü!” derken kalktı, Türkü gördü cihan Binbir vahşetle gelmiş saldırmakta düşman Mehmedim denizlere itiyordu bülbül. Çanakkale bir boğaz hem yanar hem donar Emperyalist ordular gelip ona konar Can pazarı çok ucuz tarih bizi dener Düşman zırhlısı bir bir batıyordu bülbül. Toplamıştı İngiliz her renkten askeri Kana boyadı kana Türke ait yeri Almak kolay mı bizden can sağken diyarı Bir ocak sönse bini tütüyordu bülbül. Dikmiştiler düşmanlar İstanbul’a gözü Cehenneme çevirdi karayı denizi “Allah Allah!” dedikçe gülüyordu yüzü Süngü takan Mehmedim yetiyordu bülbül. Çeyrek milyondan fazla Mehmet oldu şehit Emperyalizme karşı yıkılmaz bir anıt Kim verir, destan üstü vatan için yiğit Türkün borazanları ötüyordu bülbül. Bir metre kare toprak altı bin kurşuna Hedef oldu bu vatan boyandı al kana Her kan damlası bir gül döndü gülistana Kırmızı gül o kandan bitiyordu bülbül. “Dönmek yok! Allah Allah! Süngü tak en öne Kınalı koçlar geldi harp denen düğüne Bizden selam olsun hem geceye hem güne Mehmedim kaşlarını çatıyordu bülbül. Diktirmedik ocağa diktirmedik incir Bir yerine on düştük yüreklerim sancır Aç yaşadık, hür olduk, vurdurmadık zincir Düşmanlar önümüzde yitiyordu bülbül. Bülbül altın kafessiz vatan Çanakkale Oluk oluk kan döktük rengi verdik güle Bu memleket bizimdir verdikçe el ele Mehmedim al bayrağı tutuyordu bülbül. Ressam Halil GÜLEL Düsseldorf / 17.03.2005 |