YükselişHava soğuk, buhar saçıyor nefesim. Aylardan eylül, son yaz, mevsim güz gibi. Dağlara çarpıp yankılanıyor sesim. Sesin yankısı solist, rüzgâr saz gibi. Daracık bir yol; sağ, sol her taraf kaya. Birkaç adım sonra ulaştım bir çaya. İçmek istedim, yaklaştım billur suya. Lakin içemedim. Su soğuk, buz gibi. Zirveye yaklaştıkça artıyor soğuk. Ağaçlar sesleniyor sesleri boğuk: “Beyaz esvap geldi soyunalım çabuk!” Kırağı düşmüş bastığın yer tuz gibi. Yükseldikçe görünür oldu her taraf. Zirve biraz ürkütücü, biraz tuhaf. Burası cennet gerisi hep boş laf. Cenneti bilmem, yayla biraz düz gibi. Önümde yine kıvrım kıvrım bir dere. Uzakta bir köy görünür, bilmem nere. Çift iğneli yapraklar dökülür yere. Sallanırken çamlar gelinlik kız gibi. Yol mu dayanır geze toza seyyaha? Sildik gitti ömrümüzden bir gün daha. Bir adım daha yaklaştık bu gün Allah’a. Ömür kum saatinde akan toz gibi. Ahmet YAMAN www.suveydasiirleri.com/mods.php?go=Siir&p=oku&id=9 |
Sildik gitti ömrümüzden bir gün daha.
Bir adım daha yaklaştık bu gün Allah’a.
Ömür kum saatinde akan toz gibi.
Tebrik ederim.Sayılı günlre farkında olsak durdura bilme imkanımız yok.
Bunu içi Allah amelimizi hayra yorsun.Âmin